Geride bıraktığımız 50-60 yılın önemli bir bölümüne muhafazakar siyasetçiler yön verdi. Son 20 yıla ise dini referansları öne alan (ya da: ‘çağdaşlaşma’ adı verilen ‘zoraki değişim’e direnen) anlayış egemen. Siyasetin siyah ve beyaz kutuplarından uzaklaşarak yeni renklere bürünmesine ihtiyacımız var.
Tabii önce melezleşmenin gelişmesi, radikal yok edicilik kültürünün törpülenmesi gerekiyor. Sokaklara egemen olan siyah giysili erkek kalabalığının yarattığı atmosferin siyaset üzerindeki gölgesini kaldırabilme umudunu kaybetmemeliyiz.