Bugün Türkiye pop müziğinin güncel örnekleri üzerinden bir dinleme yapınca, Demirel’e atfedilen bir vecize aklıma geldi. Efendim kendisine sormuşlar, “Bana Türkiye’nin durumunu bir kelimeyle anlatın derseniz, iyi derim. İki kelimeyle anlatın derseniz, iyi değildir derim” demiş. Bu beyanat, toplumsal refah sarkacının eksiyle artı arasında salınıp durduğu bir ülkeyi tarif edebilmek için hayli kullanışlı bir ifadeydi. Nereden bakarsan öyle görünen bir ülkede, kimimiz için hayat iyiyken kimimize göre iyi değildi. Bu ikircikli durum, şarkılarımıza da yansıyordu. “Daha da Mutluyuz Yarınlarda” ile “Görmedim Ömrümün Asude Geçen Bir Demini” arasında gidip geliyorduk. Başta Demirel’in olduğu o 90’lı yıllarda, ‘İyiyiz ve iyi değiliz’e çarparak salınan bir milli ümit ve karamsarlık sarkacı arasından her iki kutba da dokunan çokça şarkı çıktı.
Demirel gitti, şapkası uçtu, geldik 2000’lere. O’nun yukarıdaki sözleri, bugünün müziği ve ortaya konan eserler için de söylenebilme genişliğine sahip gibi. Fakat özellikle son on yılda şarkıların, sarkacın daha çok negatif kutbunda biriktiğini de görebiliyoruz. Bugün aralarında sahici, arayışçı, samimi, sesiyle sözüyle nefesi kuvvetli, içimize doğru yeni yollar açabilen güçlü şarkılar var ama bir 90’lar cümbüşü yaşanmıyor. Birbirine çok benzer tınılar, karamsar, bedbaht, alayına isyan sound’lar altında akıp giden yılgın, vazgeçmiş sözlerle birbirlerinden ayırt etmenin güçleştiği şarkılar sardı dört bir yanımızı. Bu melodik patinaj içerisinde ilerleyememe halinde, şarkı yapmanın kolaylaştığı ama iyi müzik üretmenin zorlaştığı bir ahir zaman sendromu yaşıyoruz.
Biraz ağlayalım, biraz gülelim, kederlenelim, eğlenelim ama sahici olsun. Milletçe bize yaşadığımızı hissettirecek yeni söz-beste karışımlarına ihtiyacımız olan zor günlerden geçiyoruz. Kederde neşelenmek bizim milli hünerimiz. Bize bu imkânı açabilen şarkılar da her zaman ‘gönül tahtımıza keyiflerince kuruldular.’ Bu dönemde de bu tahta oturmayı hak eden şarkılar, şarkıcılar yok mu, var elbette. Onlar arasında dikkat çeken isimlerden Mabel Matiz, Melike Şahin, Melek Mosso, Zeynep Bastık, Mert Demir, Selin, Mela Bedel, Dedublüman, Madrigal, Nahide Babashli, Emre Fel şarkılarını ve tabi pek çok ismi daha sayabiliriz. Benzerlerinden ayrılan işlere imza atabilen, soğuk suda bile lekeleri çıkarabilen güçlü şarkıların söz yazarı, besteci ve yorumcuları olarak devrin deveranının sesini onlarla duyabiliyoruz. Elimizde neşeyle kederin an be an birbirine dönüştüğü, iç içe geçerek bizi bir hoş ettiği bir 90’lar varken, gözümüz kulağımız orayı referans alıyor olsa da bugünün seslerinden işiteceklerimiz de çok.