Yakın zamanda okulu kundaklanan oyuncu Müjdat Gezen, saldırganın motivasyonunun ’15 yıldır enjekte edilen tarikat ve yönetici düşünceleri’ olduğunu öne sürerek “Türkiye’nin elinden son 15 yılında alınan şeyin geri verilmesini istiyorum” dedi.

Fotoğraflar: DHA
Müjdat Gezen Sanat Merkezi geçen pazartesi günü kundaklanmış, görüntülerde elindeki bidonla binaya yaklaşan birinin bidonu boşaltmasının ardından yangın çıktığı görülmüştü.
Saldırının faili olarak gösterilen Mehmet Ali Aligül de önce gözaltına alınıp mahkemece serbest bırakılmış, sonra da savcının itirazı üzerine yeniden gözaltına alınıp tutuklanmıştı.
Cumhuriyet’ten Ceren Çıplak’a konuşan Gezen, saldırganın ilk olarak gözaltına alınıp serbest bırakılmasına tepki gösterdi.
Saldırganın bir tarikat mensubu olduğunu ve sosyal medyada paylaştığı tüfekli fotoğraflarının ‘hakim denen adam’ın görmek zorunda olduğunu ifade eden Gezen, “Kundakçıyı serbest bırakan bu hâkimi hangi hâkime bildireyim? Bu hakim hakkında acil soruşturma açılmasını istiyorum, bizim can güvenliğimizi tehlikeye attığı için” dedi.
Gezen, hakimin böyle bir kararla “Yakmak serbest” dediğini savunarak saldırganın İkinci Abdülhamid’in beşinci kuşak torununun aleyhinde yapılan şaka nedeniyle okulu yaktığını söylemesini inandırıcı bulmadığını söyledi.
Gezen, inandırıcı bulmamasının nedenini “15 yıldır enjekte edilen tarikat ve yönetici düşünceleri bunu yaptı. Çünkü ‘Kindar ve dindar nesil yetiştireceğiz’ dedi senin cumhurbaşkanın” sözleriyle açıkladı.
‘Hedef gösterilmeseydi yakılmazdı’
Cumhurbaşkanı başdanışmanlarından AKP İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu’nun Sinop’taki bir etkinlikte kendisine “Çamur” diyerek hedef gösterdiğini anlatan Gezen, “Ben çamursam Burhan Kuzu çukur çünkü Burhan Kuzu, yandaş kanallar, Akit gazetesi hedef göstermeseydi o çocuk da cesaretle gelip burayı yakmayacaktı” dedi.
Gezen şunları kaydetti: “‘Abdülhamid’in torunu Esma Sultan’a hakaret ettiği için tepem attı’ diyor ve burayı yakıyor. Esma Sultan 170 sene evvel öldü. Nilhan Sultan’ın yerine Esma Sultan diyor. Bir şeyden haberi yok. Seyretmemiş ki programı. Televizyon programında Yılmaz Özdil ve ben Nilhan Osmanoğlu’na hakaret etmedik. Velev ki hakaret ettik. Sana ne?”
‘Yılmaz ve Uğur’la aramda espri’
Gezen, espriyi yaptığından pişman olmadığını, sorumlusunun kendisi olduğunu belirterek, programı yeniden izlediğini söyledi: “Ne diyorum? Yılmaz Özdil ‘Adayı istiyor verecek misin diyor?’ Ben de ‘Adayı değil ama neyse sonra konuşuruz’ diyorum. ‘Sonra konuşuruz’ lafı Yılmaz’la, Uğur’la (Dündar) benim aramda bir espri. Telefonların dinlenmesine, kayıt alınmasına yönelik bir gönderme. O yüzden ‘Sonra konuşuruz’ diyoruz hep. Asla ve asla o niyetle söylemedim. O niyetle söylesem ‘Evet, o niyetle söyledim ve arkasındayım’ derdim. Feminist kadınlar ve siyasetçi kadınlar bozulmuş. Cumhuriyete faydalı şeyler yapsınlar bunlarla uğraşacaklarına.”
Yeni Akit’e dava
Akit TV’de Gezen’in sözleri hakarete varacak derecede eleştirilmiş, kundaklamanın ardından da Yeni Akit gazetesi ilgili haberini “Pezevenk Müjdat’a büyük şok!” başlığıyla haberleştirmişti.
Yeni Akit gazetesine ‘terör’ suçu nedeniyle dava açtığını söyleyen Gezen, olaydan bir hafta önce emniyetten kendisine koruma verilmek istendiğini, “Nereden icap etti?” dediğinde ise “Biz periyodik olarak soruyoruz” cevabını aldığını anlattı.
Üç yıl önceki koruma talebinin geri çevrildiğini hatırlatan Gezen, “Ön kapıda Atatürk heykeli var, şimdi bir de arka kapıya Atatürk heykeli yaptıracağım. Bizim okulu koruma altına alır” dedi.
‘Başörtülü bir hâkime kendimi yargılattırmam’
Ülkenin ‘aydın’ sevmediğini, Türkiye’nin profilinin ‘Survivor’ yarışmasında yattığını savunan Gezen, “AKP 15 yılda bütün milletin kimyasını bozdu” dedi.
Gezen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunlar dini sistematik olarak kullanıyorlar. Kimin dindarlıkla ilgisi var? Ankara meyhanelerinde fotoğraflarını vereyim mi size? Başörtüsüne karşı değilim. Annem de takardı. Benim türbanlı öğrencilerim de var. Ama mesela başörtülü bir hâkime kendimi yargılattırmam. Kafadan kaybederim çünkü. Bir hâkimin sebeb-i mevcudiyeti tarafsız olmasıdır. Türban ise taraflı bir simgedir. Düşün, hâkim türbanlı, Melih Gökçek’in avukatı da türbanlı ve yargılanan benim. Ne kadar objektif bir mahkeme! Hâkim evine gider, namazını kılar o beni bağlamaz. Besmelesiz dışarı çıkmam. Besmelesiz sahneye çıkmam. Benim Allah’a inancım vardır. Ve o bana çok güzel bir güç verir. Ama ben bir Cumhuriyetçiyim, ben bir Atatürk sevdalısıyım ve ideolojik olarak da bunca yıldır herkes neyle yargılandığımızı, ne yaptığımızı bilir.”
‘Türkiye’nin elinden son 15 yılında alınan şeyin geri verilmesini istediğini’ belirten Gezen, toplumun sevgiye ihtiyacı olduğunu söyledi.