Darbe girişiminin kilit isimlerinden Adil Öksüz’ün adliyede serbest bırakılmasına ilişkin haklarında dava açılan 28 sanık, ilk kez hakim karşısına çıktı.
Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya 13’ü asker, 14’ü Emniyet Genel Müdürlüğü personeli ve biri başbakanlık eski müşaviri olan 28 sanıkla taraf avukatları katıldı.
Savunması ilk alınan tutuksuz sanık başçavuş Zeki Çınkır, ‘FETÖ üyeliği’ ve darbe girişiminde yer alma suçlamalarını kabul etmediğini belirterek, karakolda Adil Öksüz ile ilgili yapılan hiçbir işlemden haberdar olmadığını söyledi.
Aldığı emirler gereği o sabah gözaltına alınan 98 kişilik listeyi hazırladıklarını anlatan Çınkır, “Benim onların arasında sivil bir şahıs olduğundan haberim yoktu. Haberim olmayan bir sivili asker diye yazmam imkansız. Ahmet başçavuş bana söyledi, ben listeyi yazdım” dedi.
‘Kimse bir şey söylemedi, ortam çok karışıktı’
Çınkır, Öksüz’le iddianameye giren konuşmasını şöyle anlattı: “Görev esnasındayken bir başçavuş, ‘Bir hemşehriniz var, bak’ dedi. Ben de ‘Ortalık kalabalık, boşver’ dedim. Kolumdan çekip ısrar edince gittim. Adil Öksüz’e nereli olduğunu sordum, rütbesini sordum. ‘Subay mısın astsubay mısın?’ diye sordum. Sivil olduğunu bilsem onu sorar mıyım? Ondan sonra diğer bütün darbecilere uyguladığımız gibi Adil Öksüz’ü de mahkemeye sevk ettik. Adil Öksüz’ü kimin götürdüğünü bilmiyorum. Ortalık karışıktı, kimin götürdüğünü hatırlamıyorum.”
Öksüz’ün mahkemeden serbest bırakıldıktan sonra kim olduğunu öğrendiğini belirten sanık Çınkır, mahkeme başkanının, “Kimseden emir almadan Öksüz’ün eşyalarının neden teslim ettin?” sorusunu “Kimsenin emir alacağı bir konum yoktu orada. 98 kişinin hepsine eşyalarını teslim ettik. Kimse bir şey söylemedi, ortam çok karışıktı” diye yanıtladı.
Çınkır’ın bu sözleri üzerine mahkeme başkanı, “El konulan eşyaların arasında telefonlar var, çantalar var. Çantalar doğru düzgün aranmamış. Bu eşyaların tek tek kontrol edilmesi lazım. Emir ve talimat almadan neden iade ettin?” diye tekrar sordu.
‘Kemerimle saatim orada kaldı’ dedi
Sanık Çınkır ise şöyle yanıt verdi: “Kimse kimseye bir şey sormuyordu, emir alacak veya verecek kimse yoktu. Şu ana göre bizi yargılarsanız hapı yuttuk. Lanet olsun, bir belaya çattım. Ben bu şerefsiz örgütü hiçbir zaman tasvip etmedim, etmem de. 15 Temmuz öncesi Adil Öksüz’ü siz biliyor muydunuz? Ben kesinlikle bilmiyordum. Verdiğimiz malzemelerin suç unsuru taşıdığını bilmiyordum, bilsem vermezdim.”
18 Temmuz günü Öksüz’le yaptığı telefon görüşmesi sorulan Çınkır şunları söyledi: “Öksüz’ün numarasını serbest bırakıldıktan sonra belki mahkemeden sorarlar diye aldım. 18 Temmuz’da Adil Öksüz beni aradı, ‘Kemerimle saatim orada kaldı’ dedi. Ben de saf saf saatiyle kemerine baktım ve buldum. ‘Bizzat kendin gelip alacaksın’ dedim. O da ‘Ben kendim gelemem’ deyince vekalet verebileceğini, birisinin gelip alacağını söyledim. Bana ‘Ben Sakarya’ya gidiyorum’ dedi.”
Çınkır, “Neden üç kez konuştunuz?” sorusuna ise “Sadece kemer ve saatiyle ilgili konuştuk” diye yanıt verdi.