14 Mayıs yerli ve milli liderin seçiminin yapılacağı; Alpaslan’ın at sırtında Anadolu’ya gireceği, Fatih’in İstanbul’u düşmandan fethedeceği tarihtir böyle bir zihinde. Giderek temsili bir Türkiye’yi yönetmekteler.
Seçim sandığındaki muharebe bilimum terör örgütünü temsil eden, Erdoğan’ın deyimiyle ‘7’li masanın’ Millet İttifakına, Emek ve Özgürlük İttifakının adaylarına, Kavala ile Demirtaş’ı içeriden çıkaramasın diye özel olarak Kılıçdaroğlu’na karşı verilecek. Bu arada Erdoğan’ın damadı, silah sanayisinin markası Baykar’ın yönetim kurulu üyesi Selçuk Bayraktar aleyhine televizyonlarda konuşan ‘komünistleri’ de unutmamak lazım.
Bu noktada durumu ciddiye almak gerekir. 2019 yerel seçimlerinde, hiçbir şey olmamışken bir şey oldurmaya çalışanların gayretlerine sahne olmuştu İstanbul. İktidarın bu başarısız tatbikatının anısı ve birikimiyle yaklaşıyoruz mayıs seçimlerine. Gerilim ve provokasyonlarla ısıtılan siyasi ortam, ortalığa fütursuzca yayılan söylentiler, korku senaryoları, aba altından gösterilen silah ve sopa ile tava getirilmeye çalışılıyor.
Malazgirt hayali içinde, sandığı kendi istiklal ve istikballerinin eşiği kabul edenlerin bildik ve tecrübe edilmiş yöntemleri yine zincirlerinden boşalabilir. Bu sebeple oyların güvenliği sandık müşahitlerine, oy çuvallarının üstüne yatarak koruyan birkaç siyasetçiye bırakılarak sağlanamaz. Bütün partilerin iş birliği, seçmenlerin seferberliği, bir tek oyun kaybolmaması için dikkatli takip… Halkın acil realitesi ‘gerçeğin kendisi’ni korumaktır.