ABD, Ortadoğu’daki diğer despotlarla kol kola girmesi karşılığında Türkiye’nin jeopolitik önceliklerini kendi stratejisinin kaldıraçlarından biri haline getirmeyi kısmen benimsedi. Tek adam rejiminin paraya sıkışmışlığı, yüksek enflasyonun yol açtığı yoksulluğun halkta biriktirdiği tepkiler ve bunlar var diye vazgeçmek istemediği Ortadoğu’daki nüfuz mücadelesi bu keskin U dönüşlerini, dolanmaları, yolda plan değiştirmeleri mümkün kılıyor. Ne de olsa ucunda swaplar, krediler, alım satım işleri var. Her harekatın köpürttüğü beka için milli birlik de cabası. Ötesi dün dündür bugün bugündür!
Demek ki U dönüşleri siyasetsizlik anlamına gelmiyor. Ama dış politikadaki değişimleri buna indirgemek o anlama gelir. Halkın bedel ödemediği bir dış politikayı tartışamamak da öyledir veya böyle bir dış politika vizyonu yoktur. Bir de şu; Sisi’yle tokalaşmak bir demokratın darbeciyle tokalaşması demek değil. Mısır’daki rejimle buradaki kardeş sayılır aslında.