Kaz Dağlarında altın çıkarmak için yüzbinlerce ağaç kesen Kanadalı şirkete ve ona izin veren Hükümete karşı ortaya çıkan halk seferberliğinin gündemde birinci sırada olan yerini, bir süre, günlerce söndürülemeyen yangınların alması garip bir tecelli. Rol çalan afete Kanadalı şirket de müteşekkir olmalı! Ama asıl fırsat, THK’nın yangın söndürme uçaklarından şikayetini dillendirecek imkanı bulan Bakan Pakdemirli’nin ayağına gelmiş sayılır.
THK’nın elindeki yangın söndürme uçaklarının motorlarının olmadığını, personelin de bu uçaklara binmek istemediğini söyleyen Pakdemirli’nin “15 orman, 8 de kırsal olmak üzere 23 yangınımız çıktı… Bugün İzmir’de eklenen yangınlarımız da oldu” diye açıklama yaparken yangınla kurduğu yakınlığın herhalde bir anlamı vardır. Bir musibetle, ondan bir lütuf devşirilmeyecekse nasıl bir aidiyet ilişkisi kurulabilir.
Orman bakanlığının ihalesiz, sorgusuz sualsiz araç-cihaz alma yetkisini çıkarmak için söndürme uçaklarındaki olmayan motorlara tam zamanında abanması mıdır bu? Maliye Bakanlığına şirketlere iştirak etme yetkisi tanıyan kararın çıkmasıyla birlikte bakanlıkların gerçek birer şirkete dönüşmesinin yolu açılmışken Orman Bakanlığı’nın nesi eksik mi denmiştir. Sırada başka bakanlıklar da var mıdır?