Bir zamanlar türban ile yasa arasında nasıl bir ilişki kurulacağı konusu AKP ve CHP arasında ciddi bir sorun yaratmıştı. Allah’ın bir emri olduğunun altını çizmesine karşın başörtüsüne, din dışı bir düzenin yasal-Anayasal çerçevesinde ve insan hak ve hürriyetleri manzumesinde alan açmak isteyen, AKP iktidarıydı. Erdoğan’ın, partisinin son grup toplantısında hatırlattığı gibi daha önce, türbanın Anayasal bir hak olması için uğraşan kendileri olmuştu ve CHP buna karşı çıkmış Anayasa Mahkemesi yolunu tutmuştu.
AKP hükümetlerinin 2007’ye kadar olan bölümünde türban her iki taraf için de agresif bir siyasetin kalkış noktasıydı. Toplum, sayelerinde kadın örtüsünün iki yüzü keskin bıçak olarak kullanılmasıyla ikiye bölünüp kutuplaştırıldı.
AKP’nin devlet ve toplum dizaynının her aşamasında türban önemli bir yol açıcı olarak kullanıldı ve hâlâ kullanılıyor. Üniversitelerin önündeki türban eylemlerinden “Kabataş’taki başörtülü bacı-deri ceketliler” karşıtlığına kadar her şey kullanılarak ayrışma körüklendi. Yaratılan paralel ve fiili düzene, sağ olsun CHP de bayrak mitingleri, ikna odalarıyla katkıda bulunuyordu. Memleket türbanı dillerine ve ellerine dolayan siyasetçiler kadar başka hiçbir şeyden çekmedi.