Epeydir, sirk seyircisine dönmüştük hepimiz. Şimdi ortaya saçılanlar ise, çirkin bir insanlık sirkinin perde arkası. Aslında çirkindir tüm sirklerin perde arkası; terbiyecisinin tuttuğu ateş çemberinden geçenler, ip üstünde yürüyenler, havada birbirini tutmaya çalışanlar, birbirinin üzerine basarak tepede duran akrobatlar, o anlamsız hünerleri kazanmak için, sahneye çıkana dek küçültücü eziyetlere katlanmak durumundadırlar, ama bundan yüksünmek bir yana terbiyecilerinin gözüne girmek için çırpınıp dururlar…
Son iki aydır, böylesi bir sirkin perde arkasının ortaya saçılmasının zoraki seyircileri olduk. Mesele, ‘siyasi’ olmaktan çoktan çıktı, aslında zaten çoktan çıkmıştı. Yaşadığımız tam bir sefalet görüntüsü, önce bunu teslim etmeli, yoksa böylesi bir ortamda siyasi yorum yapmaya devam etmek bile sirk soytarısına çevirecek hepimizi. ‘Otoriterlik’, ‘demokrasi zaafı’, ‘yargının çöküşü’, ‘medya üzerindeki baskı’ lafları bile yaşananları izah etmek için fazla soylu tabirler…
Nefes alınmayacak hâle geldi, bu sirki bir an önce terk edelim diyorum, söz’ün hiç değeri kalmadığında daha kötü şeyler olur, bir şeyler yapalım, öyle olmasın diyorum.