Gözden çıkarılacak bir yer değil bu ülke, yeter ki yanlış görülsün, o bile değil, “Acaba bu işte bir yanlış var mı, başka çare yok mu” diye düşünmeye tenezzül edilsin. “Başka bir çare bulun” diyeni hapse atmak kolay, işinden atmak, hayatını zindan etmek kolay, ama “böyle bir ülke, nasıl bir ülke olur, nasıl bir ülke oldu” diye hiç düşünmeyecek misiniz?
Dahası, “haksızlık karşısında susan şeytanların” ülkesini yönetmek daha mı emniyetli sanıyorsunuz? Unutmayın, burası sizden önce de, size karşı yapılan haksızlıklara susan şeytanların ülkesiydi, şimdi onlar sizin yanınızda, onlar hep öyledir. Ama o şeytanlar ülkesinin dikişi tutmadı, sizinki tutacak mı sanıyorsunuz? Unutmayın, sizin bir hesabınız varsa, Allah’ın da bir hesabı vardır ve o hesap adalet ve doğruluk üzerinedir.
Belli ki, işler ilerledi, o kadar ki, Pakistan’dan atom bombası tekniği almak gibi hayaller içindesiniz. Nedir bu ülke için kurguladığınız gelecek, Kuzey Kore mi yapacaksınız bu ülkeyi, olacak iş mi ve de içinize sinecek mi öylesi? Belki de, bizim günahlarımızın vebali sizsiniz, peki siz vebalinizden hiç korkmaz mısınız?
Bu ülkede yaşanan tüm acıların vebali, artık sizin üzerinizde, hiç düşünmez misiniz? İyi ki, bir kutsal inancın mensubu imişsiniz, olmasanız daha ne yapacaktınız acaba? Bal demekle ağız tatlanmadığı gibi, din, din demekle mümin olunmaz, bilmiyor musunuz, düşünmüyormusunuz? Tövbe etme zamanı gelmedi mi? Unutmayın Allah tövbe edenleri sever.