ABD’nin de Ankara’yı daimi bir ‘gözetim‘ altında tuttuğunu otaya koyan Edward Snowden’ın sızdırdığı belgelere göre ABD, ‘model ortaklık‘ ilişkisine rağmen Türkiye’nin ‘en üst düzey’ liderlerinin bilgisayarlarına kadar sızdı.
Alman dergisi Der Spiegel’in yayımladığı belgelerdeki iddialar şöyle:
‘Aynı anda hem ortak, hem düşman’
* Türkiye bir belgede açıkça ‘hem ortak, hem hedef’ diye tanımlanıyor. Spiegel haberinde şu ifadeyi kullanıyor: ‘‘Amerikalı yetkililerin PKK’ya karşı faaliyet gösterirken yakın işbirliği içinde çalıştığı (Türk) siyasetçiler, askeri yetkililer ve istihbarat çalışanları, NSA tarafından meşru casusluk hedefi olarak görülüyor.”
İstanbul ve Ankara’da iki gizli dinleme istasyonu
* Belgelere göre, NSA Türkiyeli yetkililerin bilgisi dahilindeki irtibat bürosunun yanı sıra hem Ankara’da hem İstanbul’da iki gizli dinleme istasyonu kurdu.
19 ayrı alanda ‘inceleme’!
* Türkiye’nin ne boyutta dinlendiği, ‘Ulusal İstihbarat Önceliklerinin Çerçevesi’ (NIPF) başlıklı belgede ortaya konuluyor. Altı ayda bir güncellenip başkana sunulan belgede, her ülkenin Amerikan perspektifinden nasıl göründüğü anlaşılıyor.
* Spiegel’in yayımladığı Nisan 2013 tarihli NIPF belgesindeyse, Türkiye Amerikan istihbarat birimlerinin en çok hedef aldığı ülkelerden biri olarak görünüyor. Öyle ki, Amerikan istihbarat servisleri tam 19 alanda bilgi toplamakla görevlendirilmiş. Bu alanlar arasında, Türkiye’de ‘liderlerin niyetlerini’ anlamak gibi başlıklar da bulunuyor.
Spiegel, Alman istihbarat servisi BND’nin de Türkiye’yi dinlediğini hatırlatarak, ”Bu, BND’nin Ankara hükümetini gözetleyen tek istihbarat servisi olmadığını gösteriyor’‘ ifadesini kullandı.
Venezuela kadar ‘düşman’!
* Belgeye göre, Amerikan istihbaratı Türkiye’yi Latin Amerika’daki ‘azılı düşmanı’ Venezüela’yla aynı seviyede, Küba’dansa daha bile fazla izliyor.
‘Liderliğin niyeti’, PKK’dan önemli
* Önceliklerin sıralandığı belgede, Türkiye hükümetinin ‘liderlik niyeti’ başlığı istihabarat önemi sıralamasına ikinci sıradan girmiş. Üçüncü en çok önem verilen alanlarsa, ordu ve altyapısı, dış politika amaçları ve enerji güvenliği olarak sıralanıyor. Aynı çerçeve belgesinde PKK da istihbarat hedefi olarak yer almış ama sıralamadaki yeri çok daha düşük.
Bilgisayarlara altı ayda girdi!
* Belgeye göre, NSA 2006’da bir dizi biriminin ortak çalışmasıyla Türkiye’nin en üst düzey siyasi liderlerinin bilgisayarlarına sızmayı hedefleyen geniş çaplı bir izleme programı başlattı. NSA içinde ‘Türkiye’ye Yüklenme Planı’ adı verilen girişim, hedefine sadece altı ayda ulaştı. Bir belgede, ‘kazanan şifre’nin bulunması şu ifadelerle adeta kutlanıyor: ”Bir bilgisayar ağını kırma yönündeki ilk başarılarını Türkiye liderliğine karşı elde ettiler!’‘
Diplomatları ‘Pudra’yla izlediler
* Türkiye’nin ABD’deki diplomatları da dinlendi. 2010 tarihli bir gizli belgeden, Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği’nin ‘Pudra’ kod adı verilen bir programla izlendiği anlaşılıyor. Buna göre, NSA çalışanları Elçilik binasındaji telefon sistemlerine erişebiliyor ve bilgisayarlardan da doğrudan bilgi alabiliyordu.
* NSA, Türkiye’nin Washington Elçiliği’nde diplomatların kullandığı bilgisayarlara casus yazılımlar ekledi.
BM misyonu ‘avuç içinde’
* Türkiye’nin Birleşmiş Milletler’deki temsilcileri de ‘Kara Şahin’ adlı bir projeyle izlendi. Bu temsilcilerin bilgisayarlarınaysa, Trojan adı verilen yazılımlardan eklendi. NSA belgesinde, kurumun Birleşmiş Milletler temsilcilerinin bilgisayarlarının tüm içeriğini kopyalayabilme becerisine sahip olduğu belirtildi.
Dört ülkeyle paylaşıldı
* Belgeye göre NSA, Türkiye hakkında ediğindiği bilgileri istihbarat paylaşımı konusunda ‘Beş Göz’ adı verilen bir anlaşma içinde olduğu Britanya, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda’yla da paylaştı.
İngilizler kendi atlarını koşturdu
* Spiegel, ‘Beş Göz’ grubu içindeki İngiliz istihbaratı GCHQ’nun Türkiye’de siyasi hedefleri ve enerji sektörünü zaten kendi başına izlediği notunu da düştü.