Başbakan Yıldırım’ın tartışılan konuşmasındaki çelişki “FETÖ, AK Parti döneminde palazlanmadı” cümlesinde değil. İçinde haklılık payı da bulunan şu ifadelerde: “Bizim için kırmızı çizgi, terör faaliyetinin başladığı gündür, o da 17 Aralık’tır. Durup dururken cemaatlerin üzerine gidip, ‘Siz bir şeyler yapıyorsunuz, biz anlamıyoruz ama sizin defterinizi düreriz’. Bunu mu söyleyelim? İnsanları öldürmedikçe, eline silah almadıkça terör örgütü muamelesi göremez.”
Teoride haklı ve adaletli bir bakış açısı. Ancak pratikte pek öyle olmadı. Bırakın eline silah almayı, araba kredisi almak için Bank Asya’da hesap açtıran, ödemeleri bittikten sonra da hesabını kapatmayı ihmal eden ya da unutan insanlar bile terör örgütü mensubu muamelesi gördü. Şimdilik hükümetin mağduriyetleri gidereceğine inanıyoruz, çünkü çabalar da görüyoruz.
Konumuza dönelim. Bu tartışmalardaki asıl soru şu:
“15 Temmuz’u başımıza bela eden AK Parti ve dönemin başbakanı Erdoğan’dır” demeye getirenler, 15 Temmuz’un ilk hedefinin AK Parti ve şimdinin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu neden unutmuş gibi yapıyorlar?
Nihal Bengisu Karaca’nın yazısı