Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Esad güçlerine karşı saldırıya geçen adını HTŞ olarak değiştirmiş El Kaide, tanığı manşet ve tutumlarıyla “yandaş basın” olan Erdoğan yönetimindeki Türkiye tarafından destekleniyor. Hatta desteklenmekle kalmıyor. Türkiye’nin besleyerek finanse ve komuta ettiği SMO (Suriye Milli Ordusu) HTŞ ile el ele bu saldırının yürütücülerinden.
Ne oldu? Yoksa perhiz ve lahana turşusu meselesi değil ama görüşme sağlanamayınca Esad’a silahla boyun eğdirilmeye mi çalışılıyor? Türkiye, seviye atlayıp birkaç ata birden mi oynar oldu yoksa?
Bu “Birden fazla ata oynama” gelişkinliği tamamen yabana atılır gibi değil. Ama “at” yerine konanlar en başta ABD ile Rusya ve attan çok file benziyorlar. Vurdular mı nereden geldiği anlaşılmaz! Büyük emperyalist güçlerle “aşık atma”nın birinci koşulu örgütlü halka dayanmaktır ki Bahçeli -hâlâ Erdoğan’ın haberi var mıydı yok muydu diye tartışıla dursun- bu nedenle “iç barış”ın önemini aklına getirip Öcalan’ı diline doladı.
Halkın devre dışı tutulması bir yana, eğer dış politika denecekse, hâlâ stratejik bir karara varmak şart: Aralarındaki sorunlardan yararlanarak yalnız başına yürümeye çabalanınca kafalar duvarlara çarptığına göre, ABD ile mi, Rusya ile mi yanaşık düzen yürünecek? Ve öyleyse Esad’la mı yoksa Suriye Kürtleriyle mi anlaşılacak? Yoksa ikisiyle birden mi?