Bir yıl oldu, İsrail Gazze ve ardından şimdi Beyrut ve Lübnan’ın güneyine günde yüzlerce ton bomba yağdırıp yüzlerce füze atıyor. Evet, kapitalizmi ve ekonomisi küçümsenemeyecek güçte İsrail’in. Nüfusu örneğin Türkiye’nin 1/8’i kadarken 1/4’ünden fazla dış ticareti, yarısı kadar sermaye ihraç ve ithalatı var. Güçlü olmasına güçlü ekonomisi, ama günlük sadece bunca bomba ve füzeyle binlerce sorti yapan uçaklarının yakıt harcamalarını karşılaması olanağı düşünülsün- var mıdır? Türkiye’yi alın, ekonomisinin ölçeği ve boyutları İsrail’in 3-4 misli büyüklükte. Türkiye bir yıl boyunca günde bu denli bomba ve füze üretebilir mi? Daha yiyeceği, içeceği, giyeceği, otomobili, mutfak makinesi … var da var!
İsrail’in bu büyüklükte bir devlet harcamasının altından kalkamayacağı açık.
Nereden geliyor bu silah ve cephane?
Özellikle Batılı emperyalist ülke halkları boşuna hükümetlerinden İsrail’e silah akışını durdurmalarını talep etmiyor. Zaten başta ABD ve İngiltere olmak üzere Batılı emperyalistler İsrail ve katliamlarının açıkça arkasında durup desteklerini boşuna ifade etmiyorlar! Sürekli silah sevk etmeleri yetmiyor, gemi ve uçaklarını doğu Akdeniz’e yığarak silahlı koruma da sağlıyorlar. İsrail, sadece kendi yayılmacı amaçlarını gütmüyor, özellikle Amerikan emperyalizminin dünya egemenliği stratejisinin hizmetinde, Ortadoğu ve dünyayı ABD’nin amaçlarına uygun hale getiriyor.
İsrail terörizmini lanetlemek yetmez! Arkasındaki güçleri görmeden belki dinci ve milliyetçi yaklaşımlarla İsrail’e küfretmek yürekleri soğutabilir! Ama ne Filistin halkının kurtuluş umuduna bir ışık yakılabilir ne bölgemizin ve dünyanın başındaki belanın çözümü mümkündür! Bu, arkasındaki emperyalistler kadar, ekonomik, ticari ve diplomatik ilişkilerini sürdürerek İsrail’e örtülü destek sunan AKP Türkiye’siyle gerici Arap ülkeleri açısından da geçerlidir. Örtülü destekleyenler görülmeden de bir ilerleme sağlanamaz!