Hak ve özgürlükler deyince, Erdoğan’ın işte yine öyle bir sabah kalktığında mevcut sorunlara ek olarak önünde bulduğu “Adalet yürüyüşü” meselesi var.
Erdoğan ilk iki gün müdahale etmediği konuya, belki de toplum içindeki yankısını gördükten sonra çok sert girdi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 15 Haziran’da başlattığı Ankara-İstanbul “Adalet yürüyüşünün” 15 Temmuz kanlı darbe girişiminden farklı olmadığını söyledi; darbecilerin F-16’ları, tankları varsa, Kılıçdaroğlu’da yürüyüşünü silah olarak kullanıyordu.
Tamamen pasif bir yürüyüşün darbe girişimiyle bir tutulması, doğrusu AB’yi filan bir kenara bırakalım AK Parti tabanının tamamı için de ikna edici olmayabilir.
Erdoğan yürüyüşe destek veren sivil toplumun da bir gün kendisini mahkeme önünde bulabileceğini söyledi.
Kılıçdaroğlu bu sözlere aldı ve Erdoğan’ın kendisini yargıyı kullanarak tehdit ettiği cevabını verdi. Ve o da sert girdi: Her Firavunun bir Musa’sı vardı.
Neticede Kılıçdaroğlu yürümeye devam ediyor ve dünya da bu Gandice eylemde başına bir şey gelip gelmeyeceğini dikkatle izliyor
Normalde Erdoğan böyle sıkışmalardan bir sandık icat eder kurtulurdu. Ama referandumdan daha yeni çıktık, erken seçime gidilmeyeceğini ise her fırsatta söylüyor.
O nedenle bu günlerde Erdoğan’dan tahmin edilemeyecek bir hamle beklemek yerinde olur; umalım o hamle kendi önüne de, Türkiye’nin önüne de yeni sorunlar getirecek türden olmasın.