Belediye İstanbul’un Adalar’ına büyük minibüsler sokarak toplu taşıma yapmak istiyor. Adalılar bayramı, bu duruma karşı çıkarak, zaman zaman da polis şiddetine maruz kalarak geçirdi. Büyüklüğüyle ne Ada’nın yoluna ne Ada’nın yaya üstünlüklü bir yaşam alanı olmasına imkân sağlayan araçlar bunlar. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bayram tatili sonrası yaptığı ilk açıklamada şunları söyledi:
“Başta Büyükada olmak üzere buralarda mezarlıklara erişim, hastaneye erişim, sağlık ve kamu kurumlarına erişim gibi mecburiyetler var. Tatil günlerinde bazen 60 bini aşan, Adalara giden misafirimiz var. Dolayısıyla Adalar’da toplu taşıma zarureti var.”
Bu açıklamaya bakan sanki Adalılar “Toplu taşıma yapılmasın” diyor gibi bir hisse kapılıyor. Durum böyle mi? Hayır… 2020 yılına kadar faytonlarla yapılan ulaşım, atların kötü bakım ve çalışma koşulları yüzünden (haklı olarak) kaldırılmış, belediyenin getirdiği 13 kişilik elektrikli otobüsler ve elektrikli taksilerle sağlanmıştı. Adalılar buna itiraz etmediler. Şu anki itiraz; Ada sokaklarında yan yana geçemeyecek büyüklükte ne şekli ne Ada yaşamına uygunluğu olan minibüslere.
İmamoğlu’nun haklı olduğu bir yön var. Diyor ki:
“Şu anda toplu taşımanın eksikliğinin var olduğunu düşünen ya da bunu fırsat bilen inanılmaz ruhsatsız taşımacılık var, Adaları esas çirkin gösteren bir kısım elektrikli araçlar. Bunların sayısı acayip artmış. Bunların tümünün toplatılması şart. Bunları temizlememiz lazım.”
‘Esas çirkin gösteren’ bu araçları toplayıp daha da çirkinleştirecek minibüsler mi gelecek peki? Bu araçlar kesinlikle toplansın tabii. Ama buraların ağırlıkla yaya-bisiklet yolu olduğu unutulmamalı. Bu arada İmamoğlu’nun dikkatinden kaçmış olabilir. Ada’ya günübirlik gelenlere bir otobüse biniş 61 TL… Kamu hizmeti adı altında oldukça pahalı bir uygulama.