Medya ve Göç Derneği (MGD), mülteci, göçmen ve sığınmacı terimlerinin hangi bağlamlarda kullanılması gerektiğine dair bir rehber yayınladı.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın 12 Ekim’de paylaştığı verilere göre Türkiye’de kayıt altında toplam 4 milyon 744 bin 622 göçmen var.
Türkiye bu sayıyla dünya birincisiyken mülteci, sığınmacı ve göçmen terimleri sıklıkla birbiriyle karıştırılıyor.
MGD’nin ‘Göç Terminolojisi 101’ kılavuzuna göre göç etme şekilleri ‘gönüllü göç’ ve ‘zorunlu göç ve ülke dışında yerinden edilme’ olarak ikiye ayrılıyor.
Buna göre ‘gönüllü göç’ bireylerin göç etme kararını, kendi özgür iradesi ve genellikle kendi öz kaynakları kapsamında, ‘kişisel uygunluk’ sebepleriyle aldığı durumları kapsıyor.
Bu başlığın altında sadece ‘göçmen’ statüsü hukuki olarak tanınıyor.
‘Zorunlu göç ve ülke dışında yerinden edilme’ ise bireyin başta silahlı çatışma, sivil itaatsizlik yaygın şiddet, baskı & zulüm gibi insan eliyle yaratılmış ya da doğal felaketler nedeniyle bireysel veya toplu olarak isteği dışında ülkesinden ayrılmasını ifade ediyor.
Bu kapsamda ‘sığınmacı’ ve ‘mülteci’ statüleri hukuki olarak tanınıyor.
Göçmen
Uluslararası hukukta, evrensel olarak kabul edilmiş bir ‘göçmen’ tanımı bulunmuyor.
Bunun yanında ‘göçmen’ statüsündeki kişilerin göç etme sebepleri şöyle sıralanıyor:
- İş, Maddi Kazanç ve Ekonomik Koşullar
- Eğitim & Sağlık Gibi Sosyal Hizmet Olanakları
- Siyasi ve Sosyal Koşullar
- Kişisel Özgürlük, İnanç ve Kültürel Koşullar
- Yaşam Standartı
- Çevre & İklime Bağlı Etkenler
- Ailevi Sebepler
- Diğer Bireysel Sebepler
Sığınmacı
Zulüm veya ciddi zarardan korunmak amacıyla, kendi ülkesi dışında bir ülkede güvenlik arayışında olan ve ilgili ulusal ya da uluslararası belgeler çerçevesinde mültecilik statüsüne ilişkin başvurunun sonucunu bekleyen kişiye ‘sığınmacı’ denir. Dolayısıyla, ‘sığınmacı’ statüsü, mültecilik statüsüne geçiş döneminde sağlanan geçici bir statüdür.
Mülteci
Irkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri yüzünden, zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan, ya da söz konusu korku nedeniyle, yararlanmak istemeyen; yahut tabiiyeti yoksa ve bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen her şahıs mültecidir.