Bez parçasıyla örtülmesini beklediği de kadının iffetinden çok gözünün namussuzluğudur.
Doğuştan aşılanan, dizginleyemediği vehmedilmiş güçtür tahakkümünü dayatan.
Hiç kız çocuğu için “Göster bakalım amcana” denildiğini duydunuz mu?
Oysa çok çabuk öğrenir, rahatça da sergiler “Göster bakalım teyzene” diye gururla tavsiye edileni…
O vehmin tahakkümüyle ömür boyu ezdiği yetmez gibi, ömrü almayı da kendine bahşedilmiş hak görür.
Bilir ki yasalar da korur.
Afla özgür; giden de öldüğüyle kalır.
Yargı ve yasama da meseleye öyle bakar.
Önemli olan yasa değil, piyasa yapmaktır.
Yasa teklifinin öldürülen kadının ismiyle sunulmasının gerisindeki gerekçe de ortadadır; eril tahakkümüyle sınırları tayin edilen alandan çıkmamış, yaşamını iffetiyle sürdürmüş, masum birinin neden öldürüldüğünü sorgulamaktır yaptığı.
Sanki iffetli olmayan kadın ölmeyi hak ediyormuş gibi davranır.
Erkek egemen Anayasa Mahkemesi de bunu ilke kararı haline getirir.