“Giden sadece ağaçlar değil, bize şifa olan, hastalandığımızda iyileşmemizi sağlayan otlarımız, arılarımız, ballarımız da gitti… Söndürmediler, yanmasını beklediler…”
Ardından bedduası geldi…
“Bana diyor ki emir gelmedi su sıkmam için. Ne emri. Ben 80 yıldır burada yaşıyorum, yangınla savaşın emri mi olurmuş?”
Bütün bunlar doğrudur yanlıştır, tartışmanın ötesinde bir durum var; dağ köylerinin hepsinde bu söyleme dayalı bu kanaat oluşmuş.
Özellikle de kadınlarda…
Siz ne kadar nem oranı çok düştü, “sadece bizde değil, Avrupa’nın birçok ülkesinde de benzer yangınlar var” deseniz de kanaati oluşmuş, dinleme taraftarı değil…
İYİ Parti lideri Meral Akşener ile birlikte gezdiğimiz, kıvrımlı yollarından geçip köy meydanına ulaştığımız her köyde yakınma aynıydı.
Çökertme’de de Mazı’da da; Bozalan, Türkevleri köylerinde de aynı cümle tekrarlandı…