Türkiye’deki dosyaları klasör haline getirip, her biri için benzer karar alma mekanizmasına dönüştürmesi ise AİHM’nin bugüne kadar uyguladığı bir yöntem değil.
Dolayısıyla AİHM de hak ihlallerine ilişkin kararlarının devletlerden önce ulusal mahkemeler tarafından dikkate alınmasını önceliyor.
Olmazsa da Bakanlar Komitesi sürekli olarak ilgili devleti uyarıyor, sorunun çözülmemesi durumunda da Avrupa Parlamenterler Meclisi’ne de durumu iletmekle kalmayıp, üye devletleri de bu konuda bilgilendiriyor.
Bu aşamada Avrupa Birliği’nin de devreye girmesi kaçınılmaz oluyor…
Tam da AB’nin Mart ayına kadar Türkiye’nin bazı konularda atacağı adımların da izlenmesi amacıyla yaptırımları öteleme kararına AİHM kararının denk gelmesi ilginç bir tesadüf.