Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s Türkiye’nin kredisini düşürmesine gerekçe olarak yüksek dış finansman gereksiniminden kaynaklanan risklerdeki artışı ve gerek ekonomik büyüme gerekse politika yapıcı ve uygulayıcı kurumlardaki zayıflamayı gösterdi.
Moody’s 18 Temmuz’da başlattığı gözden geçirmenin sonucunu dün gece yarısı açıklamış, Türkiye’nin notunu Baa3 düzeyinden Ba1’e, yani yatırım yapılabilir en alt seviyeden spekülatif seviyeye düşürmüş, negatif görünümü de durağana çevirmişti.
Önemi ne?
Riskten kaçınan bazı büyük uluslararası fonlar sadece en az iki yatırım yapılabilir nota sahip ülkelerin varlıklarına para yatırabiliyorlar.
‘Şok ihtimali daha belirgin hale geldi’
Moody’s tarafından yayınlanan değerlendirmede kredi notunun üç yıl önce yükseltilmesinden bu yana ekonomide kaydedilen gelişmelere dikkat çekilerek, “Süreklilik arz eden yüksek siyasi risk ve oynak yatırımcı güveni nedeniyle ülkenin zayıf dış pozisyonundan kaynaklanan şok ihtimali daha belirgin hale geldi” denildi.
Dolar yükseldi
Not indiriminin ardından dolar/TL, illikit piyasada 2.95’li seviyelerden 2.97’ye doğru yükseldi.
Büyüme tahmini de geri çekildi
Moody’s daha önce yüzde 3’e düşürdüğü Türkiye’nin 2016 büyüme tahminini de 2016-2019 dönemi için yıllık ortalama yüzde 2.7’ye çekti.
Moody’s değerlendirmesine şöyle devam edildi: “Ülkenin Baa3 (yatırım yapılabilir) kredi notunu destekleyen kurumsal yapının yüksek gücü ve sağlıklı ekonomik görünüm gibi temeller bozuldu. Dışarıdan kaynak bulan, tüketimden güç alan ekonomiden kaynaklı sınırlamaların belirgin hale gelmesi, reform gündeminin güç kaybetmesi ve yatırım ortamının zayıf kalmasıyla birlikte Moody’s gelecek yıllarda büyümenin yavaşlamasını beklemektedir.”
AKP hükümeti bu yıl büyümenin yüzde 4.5 olan resmi hedefin altında kalabileceği, yüzde 4’ü yakalamanın başarı olarak görüleceği görüşünde.
Bir tek Fitch kaldı
Moody’s not indiriminin ardından üç büyük kredi derecelendirme kuruluşu arasında Türkiye’ye yatırım yapılabilir düzeyde not veren tek kuruluş olarak Fitch kaldı.
Fitch Türkiye’yi negatif görünüm ve yatırım yapılabilir en düşük seviye BBB- ile, S&P ise negatif görünüm ve yatırım yapılabilirin iki kademe altı BB düzeyinde derecelendiriyor.
‘Ödemeler krizi ihtimali arttı’
Türkiye’nin kredi notuna baz oluşturan koşullarda gelecek iki üç yıl içinde ‘yavaş bozulma’ beklediğini ve ekonominin içinde bulunduğu durumu Ba1 kredi notunun daha doğru yansıttığını belirten Moody’s durağan not görünümünün ise ekonomik şoklara esnek tepkiler verilmesini sağlayacak güçlü bütçeden kaynaklandığını belirtti.
Kırılgan bir finansal ve jeopolitik ortamda bulunan Türkiye’nin yabancı sermayeye dayalı bir ekonomi olduğuna dikkat çeken Moody’s, son iki yılda yabancı sermaye akımlarının aniden tersine dönme olasılığının ve ‘en kötüsü düşünüldüğünde’ ödemeler krizi ihtimalinin arttığına dikkat çekti.
Moody’s daha önce de yüksek olarak nitelediği Türkiye’nin dış borçlarının artmaya devam ettiğini belirterek, “Artan dış finansman gereksinimi, iç siyasi riskteki artış ve jeopolitik risklerin süreklilik arz etmesi… Türkiye’de ödemeler dengesi krizi ihtimalini, kredi notunun (üç yıl önce) yükseltildiği döneme kıyasla artırmıştır” dedi.
Türkiye’de dış şokların etkilerine karşı koyacak ‘tampon’ların zayıflığının sürdüğüne dikkat çeken Moody’s, buna karşılık bankaların döviz rezervlerinin gelecek 12 ayki yükümlülükleri karşılamaya yeterli olacağını belirtti.
‘Sürekli reform olasılığı düşük’
Moody’s Türkiye ekonomisini ülke dışından sermaye bulunan ve tüketime dayalı büyüme modelinden, daha dengeli bir modele kavuşturacak reformların süreklilik arz ederek uygulanabilme olasılığını düşük gördüğünü belirterek şöyle devam etti: “Güç kaybeden kurumların dikkati kısa vadede büyümeyi artırma gereksinimi, artan güvenlik risklerine karşılık verilmesi, darbe girişimi sonrası gücün konsolide edilmesi ve aynı anda anayasa değişikliği gibi konular arasında bölünecek. Bu nedenle önümüzdeki yıllarda dış risklerin azalması ihtimali düşük, hatta yükselmesi olası.”
‘2014 yılından bu yana erozyon var’
Türkiye’de ekonomi politikaları ve ilgili kurumların gücünün, kredi notuna negatif görünümün verildiği 2014 yılından bu yana erozyona uğradığını belirten Moody’s, darbe girişimi sonrası bunun hızlanabileceğini belirterek şu görüşü savundu: “Kurumların gücünün erozyona uğraması hem önümüzdeki yıllarda ekonomik büyümenin hızı; hem de daha dengeli ve sürdürülebilir büyümenin yakalanması ve dış baskıların hafiflemesi için hükümetin gerekliliğini tespit ettiği yapısal reformların uygulanması göz önüne alındığında olumsuzdur.”
Değerlendirmede hükümetin darbe girişimi sonrası başlattığı tasfiyeler ve Gülen Cemaati’yle bağlantılı şirketlere karşı attığı adımlar nedeniyle politikalarının öngörülebilirliği ve hukukun üstünlüğü konusunda endişe oluştuğu da belirtildi: “Örnek olarak yüksek sayıda memurun görevden alınması politika yapan kurumların hem yasa yapıcılık hem de reform programının uygulanması alanındaki becerileri hakkında şüphe yaratıyor. Hükümetin Gülen Cemaati’yle bağlantılı kurumlara karşı attığı adımlar da, özel yatırımın korunması ve yatırım ortamı hakkındaki endişeleri artırarak ülkenin büyüme patikasını olumsuz etkileyebilir.”