Seçim mitingi için Denizli’ye giden Başbakan Tayyip Erdoğan’ı ayakkabı kutusuyla protesto etmek isteyen avukat Uğur Şimşek’in gözaltına alınışı sırasında sırasında yaşananlar, konu Erdoğan olduğunda en temel hukuk ilkelerinin bile nasıl kolayca çiğnenebildiğini gösterdi.
Başbakan’ın korumalarının da aralarında bulunduğu polislerin Şimşek’in hukuk bürosuna yönelik baskınında, iki ihlal birden gerçekleşti. Polis hem ilgili savcılık kararını gözardı etti, hem de bir avukatlık bürosuna baskın düzenledi.
Ayakkabı kutusu protestosu ‘ifade özgürlüğü’ ama…
İlk ihlal, ilgili savcılık kararı konusunda yaşandı; Uğur Şimşek, savcılığın ‘ayakkabı kutulu’ protestoyu ‘ifade özgürlüğü’ kapsamında kabul etmesine rağmen gözaltına alındı.
Erdoğan 29 Aralık 2013′te gittiği Manisa Akhisar’da, 17 Aralık’ta ortaya çıkan yolsuzluk iddiaları nedeniyle Nurhan Gül tarafından ‘ayakkabı kutusu’yla protesto edilmişti. Ayakkabı kutusunun bile ‘gözaltına alınması’ sonrasında, Gül’ün eylemi savcılık tarafından ‘ifade özgürlüğü’ olarak değerlendirilmiş ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmişti.
Ancak savcılığın 19 Şubat tarihli kararından sadece 10 gün sonra, ‘ayakkabı kutusu’ bu kez Denizli’de ‘olağan şüpheli’ kabul edildi.
Avukatlık Kanunu da çöpe
İkinci hukuk ihlalindeyse, ‘Avukatlık Kanunu’ çiğnenmiş oldu; zira, Uğur Şimşek’in hukuk bürosuna, baro temsilcisi ve cumhuriyet savcısı olmadan ‘baskın’ yapıldı. Avukatlık Kanunu’nun 58’inci maddesinde, avukat yazıhaneleri ve konutlara yönelik arama işlemleri şöyle düzenleniyor:
Avukat yazıhaneleri ve konutları ancak mahkeme kararıyla ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısı denetiminde ve baro temsilcisinin katılımıyla aranabilir.
Denizli Barosu Başkanı Müjdat İlhan da kanunun ilgili maddesini hatırlatarak şunları söyledi:
“Bir avukatın bürosuna polis ancak baro temsilcisi ve Cumhuriyet Savcısı nezaretinde girebilir ve arama yapabilir. Bunun dışındaki her durum hukuksuzdur. Olayı haber alır almaz, bir baro temsilcisini büroya gönderdik. Ardından karakoldaki işlemlerin takibini yaptık. Ancak bir avukatın ifadesini sadece Cumhuriyet Savcısı alabileceği için ifade vermedik.”
ÇHD, Akhisar, Denizli…
Çağdaş Hukuçular Derneği de benzer bir ihlalle karşı karşıya kalmış, dernek üyesi avukatlara yönelik soruşturma kapsamında 18 Ocak 2013’te İstanbul’daki Halkın Hukuk Bürosu’na yapılan baskında, polis savcıyı beklemeden kapıyı kırarak büroya girmiş ve avukatları gözaltına almıştı.
Erdoğan’a yönelik ilk ayakkabılı protestoyu gerçekleştiren Nurhan Gül’ün evi de Başbakan’ın yakın korumaları ve polisler tarafından basılmıştı.