Türk lirasında yaşanan yüzde 5’in üzerindeki değer artışı 2018 üçüncü çeyrekten beri en büyük yükseliş olurken, uzmanlara göre bu, yabancı yatırımcıların Türkiye pozisyonlarını artırmak için aslında ne kadar istekli olduğunu gösterdi.
Yatırımcıların bundan sonra ise 19 Kasım tarihli Merkez Bankası (MB) faiz kararına odaklanması bekleniyor.
Liradaki değer kazancı ekonomi yönetiminde yapılan yeni atamalar sonrası, ekonomi politikalarında piyasa lehine net bir değişim olacağı beklentisiyle yaşandı.
Varlık fiyatlarındaki yükseliş hisse, tahvil, CDS, eurobond piyasalarında da belirgin şekilde hissedildi.
MB başkanlığına Murat Uysal’ın yerine AKP’de en kıdemli ekonomi yöneticilerinden olan Naci Ağbal, bunu takiben sosyal medyadan sürpriz şekilde istifa eden Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yerine ise Lütfi Elvan atandı.
Elvan’ın ataması bugünkü resmi gazetede yer aldı.
Lirada dün dolar karşısındaki değer kazancı bir ara yüzde 6’nın da üzerine çıktıktan sonra yüzde 5’e yakın seviyelerdeydi.
Bankacılar hareketin en büyük bölümünün yabancı yatırımcıların işlemlerinden kaynaklandığına, swap piyasası işlemlerinin Londra’da lira pozisyonlarının bir gün için oldukça belirgin bir artış gösterdiğine dikkat çekti.
Dolar/TL MB’nin piyasaların beklentilerini karşılayamayan adımları ve ABD seçimleri kaynaklı küresel fiyatlamalarla cuma günü 8.58 ile rekor kırmıştı.
Dolar/TL dün 8.005 seviyesine kadar geriledi. Kur bu sabah ise 8.1700/8.1950 seviyesinde işlem gördü daha sonra 8.30’lara kadar çıktı.
‘Yabancıdan geldi’
Reuters’a konuşan bir bankanın döviz masası müdürü, “Dün döviz piyasalarında yapılan işlemlerin dağılımına baktığımızda hareketin en büyük bölümünün yabancı yatırımcılardan geldiğini görünüyor. Lokallere baktığımızda bireysellerde hem döviz satışı hem döviz alımı yönünde işlemler var. Kurumsallarda ise döviz alımının daha belirgin olduğunu görüyoruz” dedi.
Müdür şöyle devam etti: “8.5’den 8’li seviyelere düşüşteki ana belirleyicinin yabancı pozisyonlanması olduğunu söyleyebiliriz. Bir veya birkaç milyar dolar ile tanımlayacağımız bir giriş oldu. Dünkü hareket yabancı yatırımcıların Türkiye pozisyonlarını artırmak için ne kadar istekli olduğunu gösterdi. Yabancı pozisyonlanması her açısından sıfır ya da sıfıra yakındı. Dünyada negatif getiri nedeniyle ciddi bir getiri arayışı da var. Zamanlama bu kadar iyi denk gelemezdi. Yeni bir ekonomi hikayesi ile bu kullanılabilirse iyimserlik boyutu uzun süre devam edebilir. Burada ilk sınav 19 Kasım olacak.”
İlk sınav 19 Kasım’da
Piyasalar hala siyasilerin ekonomi yönetimine ilişkin bu ani değişime yorumlarını duymak istiyor. Piyasa siyasette yeni görevden alma/atamaların olup olmayacağını da izliyor. Ancak lirada piyasanın yeni atamaların ardından izleyeceği en önemli gelişme olarak MB’nin 19 Kasım tarihli Para Politikası Kurulu (PPK) öne çıkıyor.
Ağbal MB başkanı olarak ilk açıklamasını ise dün sabah yaptı. Açıklamada, fiyat istikrarı için tüm araçların kararlılıkla kullanılacağına dikkat çekildi. Ağbal 19 Kasım’daki PPK’ya kadar mevcut durumun gözden geçirileceğini, oluşacak veri ve değerlendirmelerle gerekli politika kararlarının alınacağını vurguladı.
İlgili mesaj faiz artışına ilişkin ilk sinyal olarak yorumlandı. Bazı yatırımcılar ise hala Türkiye görüşünü değiştirmek için 19 Kasım tarihini bekliyor.
Toparlanma değil düzeltme
Rabobank’tan Piotr Matys, dün yaşanan hareketi düzeltme olarak tanımlarken “Düzeltme ile sürdürülebilir toparlanma arasında önemli bir fark bulunuyor. Lira konusunda uzun vadeli yükseliş görüşü benimsemek için çok daha yüksek faiz oranları ve yapısal reformlara güçlü bir bağlılık gerekli. Bunun için çok erken ve önce MB ve Erdoğan yönetiminden somut adımlar atılması gerekiyor” dedi.
Ağbal görevi Uysal’dan devralmasının ardından, hafta sonunda İstanbul’da kamu ve özel bankaların genel müdürleri, sivil toplum kuruluşları, iş çevreleri ve düzenleyici kurumlar ile tek tek görüşerek ekonomideki gelişmeleri değerlendirirken, ardından pazar günü akşam saatlerinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a brifing verdi.
Ağbal cumartesi devir teslim sürecinde MB’nin mevcut yöneticileri de görüşmüştü. Bu görüşmelerin ardından piyasadaki beklenti Ağbal’ın rezerv kayıpları gibi politikalara sıcak bakan bazı yöneticilerle çalışmayı tercih etmeyebileceği yönünde.