MESUDE ERŞAN
@mesudersan
mesudeersan@diken.com.tr
Son araştırmalar meme kanserinin giderek daha genç yaşta görüldüğünü ortaya koyuyor. 20 ile 49 yaş arasındaki yaklaşık 218 bin meme kanserli kadınla ABD’de yapılan çalışma, bu yöndeki klinik gözlemleri de doğruladı. Çalışmada özellikle 2016’dan sonraki artış dikkat çekti.
JAMA Network Open’da geçen ay yayınlanan araştırmaya göre ABD’de meme kanseri görülme sıklığı 2000’den 2019’a kadar yılda yüzde 0,79 oranında arttı. Görülme sıklığı 2000- 2016 arasında kademeli artarken (yıllık yüzde değişim yüzde 0,24) 2016’dan sonra yüzde 3,76’ya kadar yükseldi.
Kanser tanısı alan her dört kadından biri meme kanseri

Meme kanseri hem dünya hem de Türkiye’de kadınlarda en sık görülen kanser. Dünyada yılda 2,3 milyon, Türkiye’de 24 binin üzerinde kadın meme kanseri olduğunu öğreniyor. Yine bizde kanser tanısı alan her dört kadından biri meme kanseri. Bu aynı zamanda en sık ölüme götüren kanser.
Meme kanseriyle ilgili veriler Batılı toplumlarda aşağı yukarı benzer. Türkiye’de benzer bir araştırma yoksa da ilgili uzmanlar giderek daha genç yaşta tanı alan hastaları kliniklerde görüyorlar.
Prof. Dr. Özlem Er: 40 yaşından önce de görülebiliyor
Diken’in sorularını yanıtlayan Acıbadem Maslak Hastanesi’nden medikal onkoloji uzmanı Prof. Dr. Özlem Er, “Türkiye’de uzun yıllardır gençlerde meme kanserini görüyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın tarama programını 40 yaşına çekmesinin nedeni de buydu. Uyarmak isterim ki meme kanseri 40 yaşından önce de görülebiliyor” dedi.
Gençlerin kanseri daha saldırgan
Genç kadınların kanseri, daha ileri yaştakilere göre genellikle farklı seyrediyor. Kanserlerinin tipi ve seyri daha ‘saldırgan’, hayatta kalma oranları, hemcinslerinden daha düşük.
Er şunları söyledi: “Genç kadınlar ileri evrede tanı alıyorlar. Kitleleri hızlı büyüyor. Bazen de kitlenin kanser olmadığı düşünülerek bekleniyor. Hamilelikten ya da emzirmedendir sanılıyor. Memedeki her kitle kanser değil ancak enfeksiyon gibi bir nedene bağlanamıyorsa araştırılmalı. Beklenmesi nedeniyle de büyük ve yayılmış tümörler görüyoruz.”
Risk farktörleri
İlk doğumu 30 yaşından sonra yapmak, az sayıda çocuk doğurmak, emzirmemek ya da kısa süre emzirmek de meme kanseri riskini artıran faktörler arasında sayılıyor.
Hareketsiz yaşam, alkol, sigara, obezite, erken regl olmak, geç menopoza girmek, doğum kontrol ilaçlarını beş yıldan uzun süre almak, meme kanseri riskini artıran diğer faktörler.
Genç yaşta meme kanseri riskini artıran faktörler arasında, BRCA1 ve BRCA2 gibi genetik mutasyon da var. Bu mutasyonlara sahip kadınların kansere yakalanma yaşı taşımayanların yaşına göre daha genç. Meme kanseri tanısı alanların yüzde 10-15 kadarı bu genetik yükü taşıyor. Yüzde 85’inde genetik faktörler yok.
Bir başka faktör aile. Ailede meme kanserinin olması, görülme yaşını da erkene çekiyor.
Erken yaşlarda görülen meme, yumurtalık ve pankreas kanserlerinin (erkeklerde prostat kanseri) biriyle ilişkili (benzer genler etkili) olduğunu belirten Er, şöyle devam etti: “Ailede eğer birinci derece akrabalarda tek bir kişide bile, ikinci derece akrabada (kuzen vs.) iki kişide 40 yaşından önce meme kanseri görüldüyse, yine ailede genç yaşta yumurtalık ya da prostat ya da pankreas kanseri varsa taramak gerekiyor. Hepsinin genetik faktörleri benzer.”
Öneriler

Şikayeti olmayan kadınlar için önerilen ilk mamografi yaşı 40. 20 yaşından itibarense üç yılda bir doktor muayenesi yapılabilir. Gerek duyulması ve kadının riskli grupta olması halinde meme ultrasonu çekilmesi öneriliyor.
Prof. Dr. Er, meme kanserinde hem genç hem de ileri yaş hastalarda başarılı tedaviler bulunduğunu hatırlattı.
Tarama testleri Sağlık Bakanlığı Kanser Erken Teşhis ve Tarama Programı kapsamında KETEM’lerde ücretsiz yapılıyor.