Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu için seçimler 12 Ekim’de yapılacak. Bununla ilgili gazetelerde yayımlanan haberleri okurken doğrusunu isterseniz dehşete kapılıyorum.
… Çünkü yargısı tamamen siyasileşmiş, kamplaşmış bir ülkede adaletin asla sağlanamayacağını, gücü eline geçirenin güdümündeki bir yargıdan bağımsızlık beklenemeyeceğini biliyorum. Gazetelerdeki haberlerden öğreniyoruz ki HSYK seçimleri için herkes bir liste oluşturuyor.
Adalet Bakanlığı bir “Yargıda birlik platformu” kurmuş, hükümete yakın yargıçları ve savcıları örgütlemiş. Karşı tarafta YARSAV ve Yargıçlar Sendikası da var. “Cemaatçiler” de ayrı bir grup, onlar da birlikte hareket edecekler, HSYK içinde güç
elde etmeye çalışacaklar. Ve sonra böyle oluşmuş bir HSYK’nın atayacağı hâkim ve savcılara kendimizi emanet edeceğiz, adalet bekleyeceğiz!
Yargıçlar, tanımları gereği bağımsız olmak, bağımsız hareket etmek durumunda olan kişilerdir, öyle olmalıdırlar. Yukarıda da yazdığım gibi onları bağlayacak tek şey vicdanları olmalı, Anayasa ve kanunlar olmalı. Grup çıkarları için bir araya gelmek, bunun ardında ne kadar yüce siyasi fikirler olursa olsun, yargıçlardan beklemememiz gereken bir durumdur. Yargıçlar ve savcılar elbette örgütlenmek hakkına sahiptirler ama sadece özlük hakları ile ilgili olarak! Daha fazlası değil.