Mutlu olmanın yollarından biri de başkalarının sizin adınıza düşünmesine izin vermek, iradenizi teslim edip hiçbir şey yapmamakmış. Bizim memleketin ‘mutlu azınlığı’ sanırım işin sırrını herkesten önce keşfetmiş, düşünmeyerek gül gibi yaşayıp gidiyorlar…
İktidar partisi son yerel seçim yenilgisinin ardından bir araştırma yaptırmış, sonuçları ağustos ayının ortalarında gazetelerde yayınlanmıştı.
Buna göre memleketimizde yaşayan gençlerin üçte biri kendisini “çok mutlu ve mutlu” olarak tanımlarken, geri kalanı “mutsuz ve çok mutsuz”!
Her on gençten 4’ünün hayali ise bir yolunu bulup kapağı yurt dışına atmak ve orada yaşamak.
“Yurt dışı” diye yazıyorum ama siz bunu okurken gözünüzde Suudi Arabistan, Afganistan, İran, Kazakistan, Somali, Venezuela gibi ülkeleri canlandırmayın.
Oralar o kadar da “yurt dışı” sayılmıyorlar çünkü.
Hatta zorlarsanız “oralar bize benziyor, gençler niye gitmek istesinler” demek bile mümkün.
Bizim gençlerin hayali “Batı’da” yaşamak.
Gerçi oralara gittiklerinde onları koruyabilecek RTÜK gibi, Muzır Neşriyat Kurulu gibi kurumların olmaması büyük bir handikap.
Ayrıca Milli Eğitim’in “anlaşmalı tarikatları” gibi STK’lar da yok.
Sorun sadece gençlerde değil
Kim bilir, belki de gençlerimizin Türkiye’den çıkıp Batı’da bir yerlerde yaşamak istemesinin nedeni oralarda böyle kurumların olmamasıdır.
Neyi izleyebileceğine, neyi okuyabileceğine, neyi dinleyeceğine kendileri karar vermek istiyor olabilirler.
Ve zaten Türk gençlerinin taleplerinin bu yönde olması, gündemde artık kendisine önemli bir yer tutan “vize sorununun” da kaynaklarından biri.
Öte yandan sorun sadece gençlerde de değil.
Areda Survey’in, Türkiye genelinde 3 bin 101 kişinin katılımıyla gerçekleştirdiği bir başka araştırmaya göre halkımızın yüzde 58.7’si mutsuz. Oysa sadece üç yıl önce mutsuz olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 45.5 idi.
“Mutsuzlar” ile ilgili haberi okurken aklıma İngiliz filozof, ekonomist ve politikacı John Stuart Mill’in bir sözü geldi, şöyle diyordu:
“Hayatından memnun bir domuz olmaktansa hayatından memnun olmayan bir insan olmak daha iyidir. Hayatından memnun bir budala olmaktansa, hayatından memnun olmayan bir Sokrates olmak daha iyidir.”