Bir yazıya FETÖ ile başlamanın tatsız ve de insanın içini karartan bir durum olduğunu biliyorum. Hatta ‘memleketin başka meselesi yok mu’ diye eleştirenler bile olabilir. Ama inanın, özellikle 15 Temmuz sonrası memlekette şikayetçi olduğumuz bütün sorunların temelinde bu FETÖ musibeti yatıyor.
Kabul etsek de, etmesek de önümüzde çok yakıcı bir gerçek var ki, şu anda ülkenin hiçbir ciddi sorununu sağlıklı bir demokratik ortamda tartışamıyoruz.
Mesela şu anda tutuklu bulunan bazı gazetecilerin, yazarların ya da yolu bu şebekeye düşmemiş insanların aslında hayatlarının hiçbir döneminde FETÖ’cü olmadığını, onların da Türkiye’deki pek çok insan gibi bir şekilde bu Haşhaşilerle yollarının kesiştiğini söyleseniz, siz de rahatlıkla FETÖ’cü damgası yiyebilirsiniz.
Oysa biliyoruz ki bu ülkede bir dönem, cumhurbaşkanlarından, başbakanlara, bakanlardan vekillere, iş dünyasından gazetecilere kadar pek çok insan bu din pazarlamacılarıyla aynı fotoğraf karesinde yer aldı ve onlara itibar etti. Dolayısıyla bu konuda hiçbirimiz masum değiliz…