Muhtemelen başkanlık modeliyle ilgili çalışma biraz daha ete kemiğe büründüğünde Bahçeli kuvvetler ayrılığını esas alan, denge-denetlemenin olduğu evrensel hukuk normlarında bir başkanlık için ağırlığını koyacaktır. Gerçi başkanlık modelinin oluşumu konusunda ciddi bir kriz çıkacağı kanaatinde değilim ama, küçük bir ihtimal bile olsa AK Parti eğer MHP’nin hassasiyetlerini dikkate almazsa, o zaman Bahçeli çıkıp çok daha haklı bir gerekçeyle “Biz üzerimize düşeni yaptık ve pozitif davrandık ama olmadı” deme şansına sahip olacaktır.
Böylece MHP lideri hem yeni sistemin oluşumunda etkin bir rol üstlenmiş olacak hem de toplum nezdinde ‘anayasal krizi’ çözen bir lider ve parti imajı yaratmış olacak. Ayrıca unutmayalım, 15 Temmuz’dan bu yana AK Parti ve MHP tabanı darbeye karşı oluşan hassasiyetler anlamında ortak bir zeminde bulunuyor. Dolayısıyla Bahçeli’nin, kendi tabanının duygu dünyası itibariyle de böyle bir tutum sergilemesi siyasi realite açısından son derece normal.
Yani Bahçeli yarın meydanlara çıktığında, “Ben Türkiye’nin bekası açısından darbeye karşı millet iradesiyle aynı zeminde durdum, giderek kaosa dönüşen sistem krizinin çözümüne katkı sundum” dediğinde MHP açısından bunun pozitif bir karşılığı olacaktır.