İşte tam da bu yüzden ‘fakir fukaranın hakkını gasp edenler’den hesap sorulacağını açıkça ifade eden cumhurbaşkanından şimdi beklenen şudur;
Mesela çiftçiye ucuz kredi vererek tarımsal üretimi arttırmakla yükümlü bulunan Ziraat Bankası’nın, bir medya patronuna verdiği 700 küsur milyon doların ödenip ödenmediğinin neden bir sır gibi saklandığının hesabının sorulmasıdır. Dahası, bankanın medya patronuna gösterdiği şefkati, neden çiftçiden esirgediği ve traktörünü haczettiğinin de hesabını vermesidir.
Evet stokçulardan ve de ‘haram lokma’ yiyenlerden hesap sorulmalıdır, ama aynı zamanda 128 milyar doların kimlere, kaça satıldığının da hesabı sorulmalıdır.
Mesela, İçişleri Bakanı’nın ifadesiyle “Suç örgütü liderinden her ay 10 bin dolar alan” siyasetçiden de hesap sorulmalıdır.
Mesela, devlet kurumlarına başarılı ve kaliteli olanları değil de, liyakatsizleri yerleştiren haramzadelerden de hesap sorulmalıdır.
Mesela gerçek enflasyonu gizleyip kağıt üzerinde düşük göstererek işçinin, memurun alacağı zammı bir bakıma tırpanlayan TUİK’ten de hesap sorulmalıdır…