Devletin çürümesine boş verip devlet yönetimi ve devlet gücünü kullanma yetkisi peşinde koşma…
Kısacası iktidar kavgası yapmak.
Bu acıklı karmaşanın içinden çıkmayı sağlayacak ve kimin ne olduğunu belirleyecek temel soru şudur:
Bu baskıcı keyfi rejimi değiştirmeyi mi hedefliyorsun yoksa bu çürümüş yapı aynı kalsın ama “sen git, ben geleyim” kavgası mı yapıyorsun?
Optiğe bu soru konduğu zaman herkesin durduğu yer netleşiyor.
Yapılan her hamle bir anlam kazanıyor.
Siyasal turnusol kağıdını böyle belirleyince toplumun gözü CHP üzerinde sabitleniyor.
Ne yapmak istiyorlar, hedef yeni demokratik bir rejim inşası mı yoksa iktidarı ele geçirmek mi?
Belediyelerden gelen eski alışkanlık sinyalleri de umudu değil, ne yazık ki tereddüdü azdırıyor.
Ancak geçenlerde, nefes almak, özgürlük ve refah içinde yaşamak, evrensel hukukun egemen olduğu bir toplumda huzura kavuşmak isteyenlerin ısrarla sahip çıkması gereken bir gelişme oldu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Halk Tv’de İsmail Küçükkaya’nın programında:
“En önemli vaadimiz AB’dir.
Biz geldiğimizde Türkiye AB yolculuğuna hızla devam edecektir” dedi…
Bu çok umut verici bir açıklamaydı.
Bunlar bugüne kadar çok söylendi ama yapılmadı, bunu biliyoruz… Ama şimdi CHP’nin elinde samimiyetini ispat edecek çok etkileyici bir imkan bulunuyor, kazandığı belediyeler.
Belediyeler, AB üyesi ülkeler gibi hukuka uygun yönetilebilir.
Ayrca önünde hiçbir engel olmayan ama siyasal iktidarın rant için yok saydığı AB ile müzakere dosyaları kamuoyuna mal edilerek, siyasal iktidara baskı yapılır, toplumun bir çıkış reçetesine şahit olması sağlanır.
İcraat, vaadin ciddiyetini kanıtlar.
Devlet içi çatışmalardan, slalom yarışını andıran zigzaklardan, birbiriyle çelişen gelişmelerden çok bunaldıysanız ama ne olup bittiğini de anlamak istiyorsanız çözüm formülü hazır:
Gelişmeler, rejimi demokratikleştirmeye mi yoksa siyasetçiler arasındaki kayık kavgasına mı uygun, ona bakın.
Çürümüş bu siyasal yapıyı AB standartlarında demokratik bir rejimle değiştirmeyi samimiyetle istemeyen gevezeliklere pabuç bırakmayın, zaman harcamayın…
Göreceksiniz kayıkçı kavgası peşindeki siyaset sizi kandıramayacaktır.