MESUDE ERŞAN
mesudeersan@diken.com.tr
@mesudersan
Medikal estetik uygulamalarında kaçak ve sahte ürünler ciddi sorun olmaya başladı. Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanmayan ve genellikle ‘merdiven altı’ merkezlerde kullanılan kaçak, sahte ürün, cihaz ve tıbbı malzemeler sağlığı hatta yaşamı tehdit ediyor.
![](https://www.diken.com.tr/wp-content/uploads/2023/12/20230212-kozmetik.jpg)
Her geçen gün medikal estetik işlemlere talep artıyor. Hekimler kadın hastalıkları ve doğum, anestezi, ortopedi gibi uzmanlıklarını bile bırakarak bu alana kayıyor. Diğer yandan medikal estetik piyasasında dolaşan kaçak ve sahte ürün çeşit ve miktarı artıyor. Bir yandan medikal estetik işlemlere talep artarken, diğer yandan döviz kuru sürekli yükseliyor. Döviz kuru yükseldikçe orjinal ürünlerin fiyatları artıyor. Firmalarsa bu durumda ya getirmek istemiyor ya da az miktarda tedarik ediyor. Kısa yoldan, çok kazanmak isteyenler sağlığı riske sokarak bu boşluğu kaçak ve sahte ürünlerle dolduruyor. İstanbul’da en lüks semtlerde, rezidanslarda bile kaçak ürünler kullanan yani merdiven altı merkezler var.
Medikal Estetik Tıp Derneği’nin (MESTDER) Antalya’da düzenlediği 6’ıncı Ulusal Medikal Estetik Ve Kurslar Kongresi’nin konularından biri de kaçak ve sahte ürün, cihazlarla tıbbı malzemeler oldu.
Kongrede bir araya geldiğimiz Medikal Estetik Tıp Derneği (MESTDER) Başkanı Dr. Yasemin Savaş, başkan yardımcısı Dr. Alp Mamak ve Dr. Tamer Küçük’le alanda yaşanan sorunları konuştuk.
‘Merdiven altı’ deyince aklımıza hekim olmayanların çalıştığı, gözlerden uzak, kuytu, izbe yerler geliyor. Ancak gelişen sağlık turizminin de etkisiyle bu ruhsatsız, bazen kimler tarafından işletildiği bile belli olmayan yerler rezidanslarda bile açılıyor. Işıltılı, şık mekanlar olarak cazibe yaratmaya çalışıyor.
Sadece özel hastane, tıp merkezleri, poliklinikler ve muayenehanelerde yapılabilir
Oysa ki diğer tüm tıbbi işlemler gibi medikal estetik uygulamaları da sadece Sağlık Bakanlığından ruhsat alan sağlık kuruluşlarında yapılabilir. Yani özel hastaneler, tıp merkezleri, poliklinikler ya da yetkin muayenehanelerde. Hekim olan herkes medikal estetik uygulaması yapamaz. Sadece plastik ve estetik cerrahlar, dermatologlar ve medikal estetik sertifikası olan hekimlerin izni var. En az bunlar kadar önemli bir diğer noktaysa, kullanılan ürün, malzeme ya da cihazların tümünün bakanlığın onayladığı ruhsatlı ürünler olması gerekiyor. Bu üç kuralın uyulmadığı tüm yerler merdiven altı sayılıyor.
Ancak özellikle pandemiyle birlikte kaçak ve sahte ürün çok ciddi bir probleme dönüştü. Dr. Savaş, bu ürünlerle yapılan işlemlerin kalıcı hasara bırakabildiğini ve ciddi risklere yol açtığını söyledi: “Sağlıklı ve güvenli bir şekilde yapılan medikal estetik uygulamaları yetkinlik gerektirir. Bu alanda uzmanlaşmış kişiler tarafından yapılmalı. Hastaların güvenliği her zaman öncelik olmalı. Bazen bildiği halde bunlara giden ‘Bir şey olmaz’ diye düşünenler olabiliyor maalesef. Sağlık Bakanlığına göre medikal estetik uygulamalarını sadece plastik cerrahlar, dermatologlar ve sertifikalı hekimler yapabilir. Örneğin güzellik merkezlerinde doktor dahi olsa botoks ve dolgu gibi işlemler yapılamaz. Güzellik merkezinde doktor bile işlem yapıyorsa orası merdiven altı. Buralardaki uygulamalar sağlık turizmine de büyük zarar veriyor.”
Kaçağın da sahtesi üretiliyor
Bazı sahte ürünler Türkiye’de üretiliyor. Kaçak ürünlerin bile sahtesi yapılıyor. Örneğin kaçak İran botoksunun sahtesi Türkiye’de imal ediliyor. Bunları gerçeklerinden ayırmanın da güç olabildiğini belirten Savaş, “Satıcılar İstanbul’un en merkezi yerinde ellerinde çantayla geziyor. Bize de sosyal medyamızdan ulaşıp, ‘Hocam elimde çok uygun fiyata Dysport var ilgilenir misiniz?’ diye soruyorlar. Doktor güzellik salonunda yaptığı işlemlerde ruhsatlı ürün kullanıyor olabilir. Ama salonda işlem yapması hem yasa dışı hem de merdiven altıdır. Güzellik salonu, kuaförler, alışveriş merkezi ya da evlerdeki kadın günlerinde bu işlemler yapılamaz. Kadınlar altın günü gibi birlikte botoks alıp, bunu evlerde yaptırıyor. Bu çok riskli. Enfeksiyondan körlüğe hatta ölüme kadar götürebilir. Şu aralar kaçak üründen de çok kaçakların sahtesiyle mücadele ediyoruz.“
Dernek meslektaşlarının da farkındalığını artırmak ve standardizasyon için çalışmalar yapıyor. Kongre de bu çabanın bir parçası. Yeni başlayan hekimlerin bilgi eksikliğini gidermeye çalıştıklarını belirten Savaş, “Kongrelerimizde ruhsatlı ürünler ve cihazları üreten, getiren firmalarla meslektaşlarımızı bir araya getirerek farkındalıklarını hatırlatıyoruz” dedi.
Dernek dört koldan mücadele ediyor
Dr. Mamakkaçak ürünlerle yapılan işlemlerin körlük hatta ölümlerle sonuçlanabileceğini söyledi ve yineledi: “Muayenehane, poliklinik ve hastane dışındaki her yer merdiven altı. Güzellik merkezleri, kuaförler, altın günleri, evlerde işlemleri yapan doktor bile olsa, yasal ürünleri de kullansa yasa dışıdır ve merdiven altıdır.“
Dernek meslektaşlarına eğitimler veriyor. Yasal olmayan işlem ve ürünlerin ihbarı için de 0543 266 63 78 no’lu whatsapp ihbar hattı kurmuş. Hatta yasal olmayan ürünler ve yapılan hatalı işlemler ihbar edilebiliyor. Dr. Mamak, “Biz hem bakanlık hem de belediye üzerinden denetimlerin daha hızlı yapılmasını ve önlem alınmasını sağlama konusunda çok büyük bir efor sarf ediyoruz” dedi.
Mamak cilt altına yapılan işlemlerin hepsinin tıbbi uygulamalar olduğunu ve hekim dışında kimsenin yapamayacağını söyledi: “Bu kadar basit. Dolgu, botoks, mezoterapi, lazerler, bakım türleri vs. hepsinin doktor kontrolünde olması, hastane, klinik ya da muayenehanelerde yapılması gerekir. Eşim plastik cerrah, bana işlem yapacağı zaman evde değil, muayenehanede yapar. Dosyama kaydeder. Çünkü hekimin yaptığı her şey tıbbi işlem, yalnız estetik değil. O yüzden medikal estetik aslında hem sağlığı hem güzelliği ilgilendiriyor. Ancak basit cilt bakımları, temizlik gibi işlemler salonların işi olabilir. Merdiven altı yerlerin sayısı çok arttı. Kaçak ve ruhsatsız ürünlerin gelmediği ülke yok. Denetleyebilmek çok kolay olmayabilir. Halkın da bilinçlendirilmesi ve biraz daha sorgulayıcı olması gerekiyor.“
Eğitimlerin de merdiven altı var
Dr. Küçük medikal estetik yaptıranların da bilinçli olması gerektiğini ifade etti: “Hiç ummadığımız, eğitim seviyesi çok yüksek hastalar da güvenilir olmayan işlemler yaptırabiliyor. Halk zarar görüyor. Hem doğru tedavi edilmiyor hem de büyük komplikasyonlarla karşılaşıyoruz. Alaçatı, Bodrum gibi tatil yörelerine çantayla gidip, oradaki tatilcilere işlem yapılıyor.“
Medikal estetik işlemler çoğu kere zorunlu değil. İnsanların daha iyi görünmek için başvurdukları yardımcı yöntemler. Hastaların talepleri yeterli değil. Hatta bazen uygun değil. Küçük başka faktörlerin de önemli olduğuna dikkati çekiyor: “Hem piyasanın zor şartları hem de popüler kültürün yarattığı efektler var. Ama biz doktoruz. Hastaların ve piyasanın yönlendirmesinden çok başka faktörleri dikkate alıyoruz. Birinci derecede sorumluluğumuz tıp doktoru olmamız. Hastamızı dinleyip, muayenesini yaptıktan sonra ihtiyacı olan tedavileri belirliyor ve planlıyoruz. Sonra uygulama safhasına geçiyoruz. Anatomisi ve cilt yapısı, yüzü, yaşam tarzı, sigara içip içmediği, yatış şekli bile değerlendirme ve işlemlerimizde önemli.“
Küçük eğitimin de merdiven altı olduğunu söylüyor. Ehil olmayan, yetkisi bulunmayan insanlar, isteyen herkese eğitim veriyor. “Ruhsatsız merkez, ruhsatsız ürün, ruhsatsız uygulayıcı ve ruhsatsız eğitim bir araya geldiğinde akıl almaz bir karaborsa ve merdiven altı piyasa oluşuyor. Hatta bu merdiven altı piyasa, normal piyasadan daha güçlü hale geliyor. Hem maddi anlamda hem merkez ve çalışan sayısı anlamında. Bizlerle rekabetin çok önüne geçiyor.“
2008’deki yönetmelik değişikliği ortamı hazırladı
Son dönemde peş peşe çok sayıda açılan güzellik salonları (merkezleri) bambaşka bir özellikleri nedeniyle gündemde. Anlaşıldı ki bazıları ‘para aklama‘ merkezleri olarak çalışıyor. Savaş salonlarının denetimi Sağlık Bakanlığından çıktıktan sonra sayılarının gittikçe arttığını söyledi. Salonları denetlemek belediyelerin görevi. İlgili yönetmeliğin 2003 ve 2008’de iki kez değiştirildiğini anlatan Savaş şöyle devam etti: “2003 yönetmeliğiyle birlikte hayatımıza ‘güzellik salonu’ ve ‘güzellik merkezi’ kavramları girdi. Güzellik merkezlerinde doktor çalışıyor ve buralarda tıbbi uygulamalar yapılabiliyordu. Salonlarda da estetisyenler tıbbi olmayan uygulamalar yapabiliyordu. Aslında bu yönetmelikle, o zamana kadar çok dağınık ve kontrolsüz olan alana düzen getirildi. Sık denetleniyorlardı. Merdiven altı yer ve malzemeler bu kadar yoğun değildi. 2008’de tanımları değiştirdi. Güzellik merkezlerinin poliklinik ya da muayeneye dönüşmesini istedi. Biz de dönüştürdük. Ama salonda çalışan bir estetisyen ya da örneğin kaş eğitimi alanlar başka tıbbi uygulamalara giriştiler.”