AKP Bursa Milletvekili Zafer Işık’ın İYİ Partili Hüseyin Örs’e attığı yumruk atarak kalbini durma noktasına getirmesi, milletvekilliği dokunulmazlığı istisnalarını bir kez daha gündeme getirdi.
İYİ Partililerin işaret ettiği anayasanın 83’üncü maddesi, ağır cezalık suçüstü hallerinde vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ihtiyaç duyulmayacağına hükmediyor.
TBMM’de devam eden bütçe görüşmelerinde dün AKP’li Zafer Işık, oturuma ara verilmesinin ardından İYİ Partili Hüseyin Örs’e saldırmıştı. Hastaneye kaldırılan Örs, hastanedeki müdahaleyle hayata döndürülmüştü.
Örs’e yönelik saldırının ardından açıklama yapan İYİ Partililer Işık hakkında ‘adam öldürmeye tam teşebbüs’ suçlaması ile suç duyurusunda bulunacaklarını açıklamıştı. Suçlamanın ağır cezalık bir suç olduğunu belirterek, suçüstü halleri düzenleyen anayasa maddesini hatırlatarak dokunulmazlığın kaldırılmasına ihtiyaç olmadığını vurgulamıştı.
Anayasanın 83’üncü maddesi milletvekillerinin dokunulmazlıklarını belirlerken, burada istisnai bir hüküm de yer alıyor. Burada ilgili düzenleme “Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14’üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak, bu halde yetkili makam, durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır” sözleri ile belirleniyor.
Türkiye tarihinde söz konusu madde daha önce uygulanmış ve bu madde ile dokunulmazlığı kaldırılmadan yargılanan isim mahkûm edilmişti.
1989 yılında Siirt milletvekilleri Meclis koridorlarında tartışmaya başladı. Tartışan bağımsız Siirt Milletvekili Zeki Çeliker ile Anavatan Partisi Siirt Milletvekili İdris Arıkan idi. Tartışma hızla kavgaya dönüştü ve milletvekilleri yasak olmasına rağmen silahları ile Meclis’e girmişti.
Kavgayı ayırmaya gelen bir diğer Siirt Milletvekili Abdurrezak Ceylan, Arıkan’ın 7.65’lik Browning tabancasından çıktığı belirlenen bir kurşun ile yere yığıldı. Meclis’te yapılan müdahale ile kalbi yeniden çalıştırılan Arıkan, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
Arıkan dokunulmazlığı olmasına rağmen, ağır cezalık suçüstü hali nedeni ile gözaltına alınıp tutuklandı ve yargılanmaya başlandı. Yargılama sonucunda 13 ay hapis yattı.
Saldırıya uğrayan Şıhanlıoğlu, kalp krizi geçirerek öldü
Meclis’teki bir diğer ölümle sonuçlanan kavga ise 2001 yılında yaşandı. Kavganın tarafları MHP’li ve DYP’li milletvekilleriydi. DYP Şanlıurfa Milletvekili Fevzi Şıhanlıoğlu, MHP milletvekillerinden aldığı yumruklar sonucu kalp krizi geçirerek öldü.
Bu ölüme ilişkin olarak MHP’li Cahit Tekelioğlu yine ağır cezalık suçüstü nedeni ile dokunulmazlığı kaldırılmadan yargılandı ve 13 ay 13 gün hapis yattı.
Tekelioğlu, ayrıca hükmedildiği tazminatları ödeyemediği için iflasın eşiğine geldi.
Halit Karsıalan
Meclis’te işlenen ilk cinayet ise 1925 yılındaydı. Ardahan mebusu Halit Karsıalan (Deli Halit Paşa), çıkan bir tartışma nedeniyle ‘nereden geldiği belli olmayan’ bir kurşunla hayatını kaybetti. Deli Halit Paşa, vurulduktan beş gün sonra 13 Ocak’ta hayatını kaybetti.
Deli Halit Paşa, öldürülmeden hemen önce gazilerle ilgili kanun üzerine çalışmış. Gazilere mali kaynak aktarılmasını istemiş, kaynak olmadığını savunanlara da “Doğudan o kadar ganimet getirdim, ne yaptınız?” cevabını vermişti.
Deli Halit Paşa’yı vuranın Rize mebusu Rauf Bey olduğu söylense de kendisinin ölüm yatağında, ateş edenin Afyon mebusu Kel Ali (Çetinkaya) olduğu söylediği belirtilir. O dönemde dokunulmazlık uygulaması yoktu ancak meşru müdafaa halinde olduğu gerekçesiyle sadece ifade verdi.
Kel Ali, Ankara İstiklâl Mahkemesi başkanlığı görevinde İskilipli Atıf’ın idam kararını vermesi ile bilinir.