CHP, şu anki duruşuyla, bir merkez partisi olma, siyaseti, ülke bütünlüğü ve barışını muhafaza etme konularında farklılaşmış, marjinal bir hareket olma yoluna girmiş, ilerlemektedir. Bu ciddi bir sorundur.
Türkiye Cumhuriyeti yargısının bir pratiğini, sekiz saatlik parti organında değerlendirdikten sonra, kitlesini bir bildiriyle direnişe çağırma noktasına varmak, asla eski CHP’nin yapacağı bir şey olamazdı. Parti jargonuna da baktığınızda, eski CHP’nin söylemi terk edilmiş, HDP’nin örgütçü dili benimsenmiştir.
CHP’ye genel başkan düzeyinde yapılan operasyonun bir amacı olmalıydı. Herhalde bu sadece Baykal’ı hal etmek ile kifayet edecek bir operasyon değildi. Bunu CHP’nin savruluşundan da izleyebiliyoruz.
O zaman, asıl görev, bu partinin hâlâ Atatürkçü/ulusalcı olduklarını düşünen sorumluları ve seçmenlerine düşüyor. Verilen oyların hangi amaca hizmet için kullanıldığını takip etmek bir vatandaşlık görevidir.
Yoksa kimse CHP’ye nasıl siyaset yapması gerektiğini öğretme, yönlendirme hadsizliğinde bulunacak değil.