HDP, Meclis’te PKK’nın uzantısı bir ajans gibi çalışıyor. Görevi, PKK ve YDG-H’nin cinayetlerini hükümete yıkmak, olgusal gerçeği ters yüz etmek, böylelikle PKK’ya soluk alacak bir fırsat yaratmak…
Bu mümkün olmazsa, Meclis’i çalıştırmamak, kriz yaratmak ve bunu mümkün olduğunca sokağa yansıtmak.
CHP de HDP’nin (aslında PKK) bu başrolüne, bir yardımcı aktör olarak Oskarlık katkı sunuyor.
HDP’nin pasına CHP, CHP’nin pasına da HDP anında kafa çakıyor. Neden birleşmediklerini anlamak mümkün değil.
Bu noktada, ortak ‘düşmana’ karşı ellerine ne gelirse fırlatıyor, tutarlılık konusunda hiçbir endişe taşımıyorlar.
Meclis’in her çalışma günü, saatlerce hakaret ve boşa sarfedilen zaman olarak zabıtlara geçiyor.
*
Bu nedenle Meclis’in daha etkin çalışması için, sadece tüzüğün değil, siyasal sistemimizin de anomalilerden temizlenmesi, üç kuvveti halkın meşruiyetine bağlayan bir siyasal sistemi inşa etmek şart.
Bu manada, yeni anayasa çalışmaları, sistem sorununu mutlaka içermek durumundadır. Vesayet veya hantallık üretmeye dönük bu sistem yamalarla ancak bu kadar işlevselleşir.
CHP, MHP bu vesayet sisteminin semptomlarıdır, neden değişmesini istesinler ki!
HDP ise iradesini Kandil’e vermiş durumda.
Türkiye’nin bu sorunu çözmesi hayati bir konu haline gelmiştir.