Merhum Tony Judt, Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra yazdığı kitabında, gelen dönemden oldukça ümitliyken bile bu tehlikeye dikkat çekiyor ve çıkış formülünü şöyle veriyordu:
“Avrupa’da yaşayan ‘ötekilerin’ yeni varlığı –örneğin, halihazırda Avrupa’da yaşayan 15 milyon Müslüman vardır, Bulgaristan ve Türkiye’nin de katılımıyla seksen milyon daha olması beklenmektedir- yalnızca Avrupa’nın kültürel çeşitliliğinin artması olasılığına karşı şimdi duyduğu rahatsızlığı hafifletmekle kalmaz, aynı zamanda Avrupa’nın geçmişindeki ölü ‘ötekilerin’ zihinlerden uzak tutulmasını da kolaylaştırır.” (Tony Judt, “Savaş sonrası.”)
Gelmiş geçmiş en saygın, objektif Avrupa tarihçilerinden biri, bundan çeyrek asır önce, Türkiye’nin Avrupa’nın ilacı olduğunu yazmış.
Mamafih, Avrupa doğru yoldan gitmedi. Bilakis, formülü tersine çevirerek, Türkiye’yi daha da iterek, ötekileştirerek kendisi için en fena şeyi yaptı. Yani mesele AP’nin son kararı veya Türkiye’nin uğradığı haksızlıklardan evvel, kıtanın iki dünya savaşının öncesinde olduğu gibi infilak belirtileri gösteriyor olmasında.
“Avrupa’dan bize ne” diyemeyiz. Biz tüm insanlığın iyi olmasını diliyoruz.