Kürt sorununun savaşa savaşa değil, konuşa konuşa çözülebileceğini ilk söyleyenlerdenim. Hala da aynı düşüncedeyim. Ancak PKK’nın bu düşüncede olmadığı, özellikle de 7 Haziran seçiminden sonra net olarak ortaya çıkmıştı.
Bu seçimde HDP oylarının altı milyonu aşması bile, PKK’yı savaş sevicilikten caydıramamıştı. Hendek kazan PKK, aslında barışa mezar kazmıştı! Dağdaki savaşı şehirlere taşımıştı. Devlete “Sıkıysa hadi gel savaşalım” dercesine tahrikin kralını yapmıştı.
“Türkiye partisi olacağız” sözüyle halktan oy alan HDP’nin eş başkanları, lider kadroları ne yapmışlardı? Onlar PKK’ya karşı çıkacaklarına, PKK’ya destek çıkmışlardı. Onlar da devlete meydan okuyup tahrikin kralını yapmışlardı.
Ancak dağdakilerin hesabı şehre uymadığı gibi, HDP’lilerin de evdeki hesabı sokağa uymadı!
Nitekim HDP liderlerinin polis zoruyla savcılığa götürülmesini protesto etmek için sokağa çıkanların sayısı yok denecek kadar azdı.
Türk’üyle Kürt’üyle halkın, savaş sevicileri desteksiz bırakacağını anlayabilecekler mi?