Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Endonezya’daki G20 liderler zirvesindeki diyaloğu, iki ülke arasındaki gerginliği ortaya koydu.

İki liderin zirvenin kapanışındaki resepsiyonda ayak üstü tartışmasındaki gerginlik kameralara yansıdı.
Çin Devlet Başkanı Şi, Kanada Başbakanı Trudeau’yla zirvedeki görüşmesinin basına yansımasına tepki göstererek, “Konuştuğumuz her şey gazeteye sızdırılmış, bu doğru değil, böyle diyalog olmaz” dedi.
Trudeau da yaklaşımının samimiyetsiz olduğunu dile getiren Şi’ye, “Biz Kanada’da açık, özgür ve dürüst diyaloğa inanıyoruz ve bunu sürdürmeyi istiyoruz. Umarım yapıcı şekilde birlikte çalışmayı sürdürürüz fakat anlaşamadığımız noktalar olacaktır” diye yanıt verdi.
Şi de Trudeau’ya, “O halde önce koşulları oluşturalım” diye yanıt vererek konuşmayı noktaladı.
Gergin oldukları gözlenen iki lider konuşmanın ardından el sıkışarak farklı yönlere doğru uzaklaştı.
Ne olmuştu?
Trudeau ve Şi arasında önceki günkü 10 dakikalık kısa görüşmede, Kanada tarafının Çin’in ülkede demokratik süreci etkilemeye yönelik faaliyetlerinden duyduğu endişeleri dile getirdiği bildirilmişti.
Kanadalı istihbarat yetkilileri, ocakta parlamenterle düzenledikleri toplantıda, Çin’in 2019’daki federal parlamento seçimlerine etki etmek üzere eylemlerde bulunduğu iddialarını dile getirmişti. Kanada basınında bu ay başında yayımlanan haberlerde, Pekin yönetiminin, parlamento seçimindeki bazı adayları örtülü bir ağ ile finanse ettiği iddialarına yer verilmişti.
Gergin diyalog, Kanada polisinin dün Kanada’nın en büyük elektrik üreticisi Hydro-Quebec şirketinde çalışan Çinli bir araştırmacıyı ticari sırları çalmaya çalıştığı iddiasıyla gözaltına almasının ardından geldi.
Huawei Mali İşler Direktörü Mıng Vancou’nun, ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını delmek suçlamasıyla 1 Aralık 2018’de Kanada’nın Vancouver kentinde tutuklanması, Çin-Kanada ilişkilerinde gerilime yol açmıştı.
Mıng’ın gözaltına alınmasına karşılık Çin, Kanadalı eski diplomat Michael Kovrig ile iş insanı Michael Spavor’u ‘Çin’in ulusal güvenliğini tehlikeye atan faaliyetlerde bulunduğu‘ iddiasıyla gözaltına almıştı.
ABD ve Kanada ile Çin arasında siyasi çekişmeye dönüşen dava sürecinde Mıng, üç yıla yakın adli gözetim altında tutulduktan sonra 25 Eylül 2021’de Çin’e dönüşünde ‘kahraman‘ gibi karşılanmıştı.