Türkiye’de de birkaç yıl sürüp sönümlenen sivil kolektif inisiyatifler oldu. Siyasetten ve siyasal bir özneye yaklaşmaktan uzak inisiyatifler… Oysa, yoksullukla mücadele her şeyden önce “siyasal” olmalı.
Ancak, siyasal öznelerin bu mücadelede başarılı olabilmesi yoksullarla iç içe olmaktan, onları “gören” değil onlarla “görüşen” bir ilişkiden, bu ilişki içinde yoksulluğa pratik çözümler geliştirebilmekten ve yoksulları “dilenen nesneler” olmaktan çıkarıp “talep eden siyasal özneler”e dönüştürebilmekten geçiyor.
“Kolektif tüketim”, “ortak mutfaklar”, “boş arazileri ekmek”, “kullanılmayan giysilerin toplanıp dağıtılması” vb. dünyadan örnekler…
Biz, birlikte yaşadığımız yoksulların, iliklerimize kadar hissettiğimiz sorunlarına, birlikte kendimize özgü pratik çözümler üreten siyasal özneler olamazsak, onların iktidarın “sadaka ağları”na takılmalarına da engel olamayacağız!