Yarın kaldırılacak enkaz kalmayıp, yetkililerin günlük basın toplantıları da sonlandığında, çadırlardan mutluluk haberleri çıkarmaya zorlanan muhabirler de birer ikişer çekilecek ve biz ardında enkazlar bırakan bir sonraki depreme kadar her şeyi unutacak mıyız?
Üstelik, Doğu’dan Batı’ya memleketin her yeri her gün sallanır ve depremin en şiddetlisi beklenen İstanbul tabut olmaya aday evlerle doluyken!
Böylesi büyük felaketlerde, gazetecilik açısından doğru yöntem; neye dikkat çekmek istiyorsak onu en net biçimde göstermek için açıyı daraltıp bir noktaya odaklanmak, konuyu somut insan hikâyeleri ile işlemektir.