Bir kez daha ABD ve Rusya’ya seslenen Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, “Hadi bakalım Amerika ve Rusya. Eğer samimiyseniz BM Güvenlik Konseyi’ne gidin ve deyin ki Suriye’de şu bölgeler uçuşa yasak bölgelerdir ve hiçbir ülke burada uçaklarını uçurmasın” dedi.

Fotoğraf: DHA
Kurtulmuş, dün de Suriye’ye dünya ülkelerinin sağduyulu bir müdahalesi olmaması halinde küresel bir çatışmanın ortaya çıkabileceğini öne sürerek, “Amerikalısı, Rusyalısı hepiniz aklınızı başınıza alın” demişti.
Bakanlar kurulunun ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, Rusya’nın Azez’e yönelik saldırısının Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne taşınmasını talep ettiklerini belirtti.
‘Bu tarihi sorumluluklarını hatırlatıyoruz’
ABD ve Rusya’nın barış masalarından samimi bi sonuç elde edilmesini istiyorsa ‘uçuşa yasak bölge’ talebini gündeme getirmesini belirten Kurtulmuş, “Birleşmiş Milletler’de gücü olanın her türlü katliamı yapabileceği bir zemini hazırlayacaksınız hem de ondan sonra barış masasını kurduğunuzu iddia edeceksiniz. Bu çelişkinin ortadan kaldırılması, Birleşmiş Milletler’in itibarının korunması için de zaruridir. Türkiye olarak da bunu bir kere daha açık yüreklilikle dile getiriyoruz, hem Amerika Birleşik Devletleri’ne hem de Rusya’ya, bu tarihi sorumluluklarını hatırlatıyoruz” diye konuştu.
‘Türkiye’nin hiçbir maceranın içerisine atılmasına razı olmayız’
Türkiye’nin ulusal çıkarlarını koruyacak tünm tedbirlerin alındığını kaydeden Kurtulmuş şöyle devam etti: “Biz Türkiye’nin, sonu belli olmayan hiçbir maceranın içerisine atılmasına razı olmayız. Denge içerisinde, basiret içerisinde, feraset içerisinde bu bölgedeki bütün gelişmelerin nereye doğru evirildiğini bilen bir anlayışla Türkiye’nin hem milli egemenliğini koruma konusundaki kararlılığımızı koruruz hem de Türkiye’nin bir maceranın içerisine atılmasını da istemeyiz.”
“Kamuoyunun rahat olmasını temenni ediyorum” diyen Kurtulmuş, sözlerini şöyle bitirdi: “Bazen sağdan soldan savaş lobilerinin, savaşa dair seslerinin yükseldiğini görüyoruz. İnşallah Türkiye, bu bölgesel türbülansın içerisine girmeyecektir ve inşallah Türkiye bu bölgede bir an evvel barışı sağlayacak perspektifi dünya kamuoyuyla paylaşmaya devam edecek ve barışın sağlanmasına katkıda bulunacaktır.”