NATO zirvesiyle aynı gün gerçekleşen bir başka önemli zirve daha vardı. Madrid’de “en önemli tehdit” olarak kayıtlara geçen Rusya lideri Putin, yaklaşık 7 bin km uzaktaki bu zirvede “yakın çevresiyle” bir araya geliyordu.
Bu bakımdan geçtiğimiz çarşamba günü, Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’ta gerçekleşen Hazar’a kıyısı olan devletlerin altıncı zirvesi aslında küresel güç mücadelesinde yeni kırılmalara aday gözüküyor…
Ukrayna savaşıyla birlikte bir müttefik olma konumunu ve Hazar’ın kıyısındaki önemini artıran Türkiye, geçtiğimiz ay Kazakistan ile ortak SİHA üretim anlaşmasına varmıştı. Yine Kırgızistan, Tacikistan ve Türkmenistan’da Türk SİHA’ların varlığı biliniyor. Azerbaycan’ı saymaya gerek yok sanırım…
Şunu ifade etmek gerekir ki savaş uzarsa ve Batı’nın yaptırımları bu anlamda devam ederse Trans-Hazar Boru Hattı ve kıyı ülkelerinin yeni lojistik, nakil hatları için kendilerine yeni ittifak senaryoları geliştirmeleri daha fazla gündeme gelecektir.
İşte Türkiye bu yaklaşan ihtimallere karşı çok iyi hazırlık yapmalıdır. İçeride en azından konsensüsü sağlamak dışarıda ise ABD ve Rusya arasında sıkışan değil rasyonel bir denge halini kurabilmek en büyük önceliğimiz olmalıdır.