İstanbul Maltepe Dumlupınar İlköğretim Okulu ana sınıf öğrencisi Efe Boz, 12 Mayıs 2010’da henüz altı yaşındayken tek başına gönderildiği tuvalette, sadece iki vidayla duvara tutturulan bir lavabonun altında kalarak hayata veda ettiğinde, annesi Nurdan Boz’un da dünyası başına yıkıldı.
Nurdan hanım evlat acısıyla yansa da, hayata küsmek yerine tehlike dolu okullarda alınmayan önlemler ve ihmalkâr görevliler yüzünden yaşanabilecek kazalara karşı mücadele etti. “Başka Efeler ölmesin”di amacı.
Efe’den sonra 55 çocuk daha öldü
Ancak Nurdan Boz’un bireysel mücadelesi tek başına yeterli olmaktan çok uzaktı. Efe’nin ardından bugüne kadar geçen dört yıl içinde okullarda 55 çocuk daha yaşamını yitirecekti.
Kimi lağım çukuruna, kimi asansör boşluğuna düşen, kimi devrilen okul kapısının, kimi yerinden sökülen direğin altında kalan gencecik ruhlar ve onların aileleri için yanıp tutuşmaya devam edecekti Nurdan Boz.
Yüzbinlerce imza
Okullarda fiziksel güvenlik konusunu artık kendine şiar edinen Nurdan Hanım, minik Efe’sini yitirdiği günlerde kendisine yetkili ağızlar tarafından söylenen, “Ne yapalım kaderi böyleymiş”, “Efe de yaramazlık yapıyordu”, “Oğlunuz kandil günü öldü, cennete gitmiştir” gibi sözlerin hiç olmazsa diğer ailelere dayatılmaması için yüzbinlerce imza toplayıp Milli Eğitim Bakanı’na kadar çıktı.
Eşi Kemal bey de, kendilerine, “Büyütecek bir şey yok” denmesi üzerine konuya duyarlılığı artırmak için, “Oğlumuzu büyütemedik, meseleyi büyütüyoruz” sloganıyla 11 gün boyunca Ankara’ya kadar yürümüş ve bir 23 Nisan günü vardığı başkentte artık hayatta olmayan çocuğunun değil ama tehlikelere karşı korumaya çalıştıkları tüm çocukların bayramını kutlamıştı.
‘Karar vicdanımı bir kez daha sızlattı’
Bütün bu süreç boyunca Nurdan hanım bir yandan da oğlu Efe’nin ölümüne yol açan ihmaller silsilesinde sorumluluğu bulunanlara karşı açılan davayı takip ediyordu. Ancak 17 Nisan’da açıklanan karar, Nurdan Boz’u tatmin etmekten çok uzak kaldı.
Okul müdürünün üç yıl dört ay, okul binasındaki inşaatın ihalesini alan taşeron firmanın sahibi ve mühendisinin de iki yıl altışar ay hapse mahkûm olduğu davanın ardından, bir kez daha o acılı günlere dönen Boz, isyanını Diken’le paylaştı: “Davalılar ‘Taksirle ölüme neden olmak’ suçundan yargılanıp ceza aldı. Oysa biz ‘olası kast’ maddesinden yargılanıp daha çok ceza almalarını istiyorduk. Davayı temyiz edip bu konudaki itirazlarımızı yapacağız. Ayrıca Efe’yi tuvalete yalnız gönderen ve 22 dakika 10 saniye boyunca geri dönmeyen çocuğu merak etmeyen ana sınıfı öğretmeninin aldığı bir yıl sekiz aylık hapis cezası da ertelendi. Oysa o öğretmen de en az müdür kadar suçlu. Öğretmen biraz duyarlı davransaydı oğlum kan kaybından ölmeyecekti. Böylece bu umursamazlık da cezasız kalmış oldu. Dört yılın sonunda çıkan bu karar vicdanımı bir kez daha sızlattı.”
Protokol imzalandı ama…
Nurdan Boz, kendisi gibi çocuklarını okullardaki kazalarda kaybeden ailelerle birlik olup yıllarca dört büyük partinin ileri gelenleriyle görüşebilmek için kapı kapı dolaştı. Bu süre zarfında Gündem Çocuk Derneği de hep ailelerin yanında yer aldı.
Kamu politikalarını etkilemek üzere lobicilik yapmaktan geri durmayan, çocukları güçlendirmek için saha çalışmaları da yürüten derneğin katkılarıyla aileler Ankara’da etkili olmayı başardı ve Nabi Avcı’yla da görüştü. Daha sonra Milli Eğitim Bakanı olan Avcı’yla süren diyalog neticesinde, Gündem Çocuk Derneği ile MEB arasında okullardaki fiziksel güvenlik konusu üzerine bir protokol imzalandı. Böylece çalışmalarda bir viraj dönülmüş oldu.
İmzalanan protokole göre ilk olarak Türkiye’deki tüm ilkokullar için uygulanması gereken güvenlik standartları belirlenecek. Bu standartlar pilot okullarda yapılacak çalışmalarla tespit edilecek. Aralarında mimar, iş güvenliği uzmanı, itfaiye personeli gibi meslek uzmanlarının bulunduğu ekipler, “Lavabo sağlam mı?”, “Prizlerde koruma var mı?” gibi onlarca kalemden oluşan kontrolleri gerçekleştirecek.
Çalışmalar Almanya, ABD, Belçika ve Avustralya gibi ülkelerdeki güvenlik standartlarının Türkiye’ye uyarlanan kontrol listeleri üzerinden yapılacak.
Gündem Çocuk Derneği’nden projenin koordinatörü Mehmet Onur Yılmaz, “Projenin sonunda 60 bin kitap basılarak tüm ilkokullara gönderilecek. Okullar bu kitapçık sayesinde A’dan Z’ye tüm kontrollerini kendileri yapabilecek” diyor.
Sponsor aranıyor
Ancak elbette ki bu çalışmaların bir maliyeti var. Kitapçıkların basımı ve dağıtımı için sponsor bulundu, ancak alanda çalışması gereken 20’ye yakın uzman ve okul kontrolleri için gereken ekipmanın finansmanını sağlayacak sponsor arayışı hâlâ sürüyor.
Protokol 49 bin 500 okulu, dolayısıyla 35 milyonun üzerinde kişiyi doğrudan ilgilendiriyor. Yani sponsorların bir an önce harekete geçmesi gerektiği ortada.
Zamanında harekete geçilseydi…
Bu çalışmalar eğer bir gün netice verirse belki de bu okullardan birine Nurdan Boz’un adını vermek gerekecek. Boz’un yıllarca yaptığı çalışmalar sonucu tespit ettiği üzere, “Yüzde 95’i eski olan, bahçe duvarı devrilebilen, içinde hayatını kaybeden çocukların haberi yerel basına bile girmeyen ülkemizde” daha önce başka bir anne feryat etseydi belki Nurdan hanımın feryat etmesine gerek kalmayacaktı. Ya da yetkililer görevlerini hakkıyla yapsaydı.
Belki de o zaman Nurdan Boz şimdi yaptığı gibi her sabah oğlunun eşyalarına bakarak teselli aramaz, bazen ayakkabılarını bile sevip okşamak zorunda kalmazdı.