Türkiye’de son 10 yılda, 2 milyon 573 bin futbol sahasına denk gelen 27 milyon 825 bin 64 dekar tarım arazisinin, imara kurban gittiği ortaya çıktı.

Fotoğraflar: DHA
DHA’nın haberine göre Antalya Ticaret Borsası (ATB), Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yola çıkarak, Türkiye’nin 2004-2013 yılları arasında kaybettiği tarım arazisi miktarını ortaya koyan bir çalışma yaptı.
Son 10 yılda toplam 27 milyon 825 bin 64 dekar tarım arazisinin kaybedildiğini belirten ATB Başkanı Ali Çandır, “2004 yılında 265.9 milyon dekar olan tarım arazisi varlığı, 2013 sonu itibariyle 238.1 milyon dekara düşmüş. Aradaki fark 27.8 milyon dekar. Türkiye son 10 yılda tarım topraklarının yüzde 10.46’sını kaybetmiş durumda” dedi.
Bu rakamlara göre Türkiye’nin yıllık kaybı 2.7 milyon dekar, günlük kaybı ise 7 bin 623 dekar.
Çandır, “Bunun anlamı, günlük 705 futbol sahası kadar tarım toprağımız, tarım dışı faaliyetlere kurban edilmiş. Yani 10 yılda 2 milyon 573 bin futbol sahası büyüklüğünde tarım arazisi yok oldu” dedi.
En çok kayıp tahıl ambarı Konya’da
Araştırmada 81 ilden 62’sinde tarım topraklarında azalma, 19’unda ise artış belirlendi. 62 ilde kayıp 29 milyon 555 bin 704 dekar, 19 ildeki artış ise 1 milyon 730 bin 640 dekar. Dolayısıyla toplam kayıp 27.8 milyon dekar.
En çok kayıp Türkiye’nin tahıl ambarı olarak nitelendirilen Konya’da gerçekleşti. Konya, tarım topraklarının yüzde 27.35’ini, yani 7 milyon 161 bin dekarını kaybetti.
İkinci sırada Yozgat yüzde 24.91’ini, yani 1 milyon 991 bin dekarını kaybetti. Üçüncü sırada ise Diyarbakır yüzde 24.66’sını, yani 1 milyon 968 bin dekar tarım toprağı yok oldu.
En çok kayıp yaşanan iller
Konya, Yozgat ve Diyarbakır’ın ardından sıralama şöyle: Kars yüzde 37.55, 1 milyon 272 bin dekar. Adana yüzde 20.22, 1 milyon 204 bin dekar. Afyonkarahisar yüzde 18.90, 1 milyon 97 bin dekar. Kahramanmaraş yüzde 18.51, 816 bin dekar. Malatya yüzde 21.30, 772 bin dekar. Edirne yüzde 20.71, 762 dekar. Tekirdağ yüzde 16.93, 654 bin dekar.
AKP’li vekile göre yatırım uğruna 5 bin ağaç feda olsun!
Kaybedilen tarım arazisi miktarı 600 bin ila 100 dekar arasında değişen iller ise Samsun, Mardin, Ankara, Kayseri, Çorum, Kırşehir, Bursa, Adıyaman, Osmaniye, Kütahya, Erzincan, Kırklareli, Muş, Elazığ, Hatay, Gümüşhane, Balıkesir, Antalya, Ordu, Aksaray, İzmir, Zonguldak, Sinop, Aydın, Erzurum, Kocaeli, Bitlis, Kastamonu, Düzce, Muğla, Sakarya, Bilecik, Karabük, Gaziantep, İstanbul, Hakkari ve Bolu.
Artan iller
62 ildeki büyük kayba karşın 19 ilde ise tarım arazisi alanı arttı. Bu illerin başında 264 bin dekarla Van geliyor. İkinci sırada Isparta tarım arazilerini 243 bin dekar artırırken, sırayla Şanlıurfa 231 bin, Manisa 183 bin, Ardahan 147 bin, Bayburt 123 bin, Kırıkkale 108 bin, Eskişehir 96 bin, Çankırı 64 bin, Ağrı 52 bin dekar artırdı.
Neden kaybediyoruz?
Araştırmaya göre tarım topraklarının kaybedilmesinin nedenlerini ise şöyle:
Tarım topraklarının insanların şahsi menfaatleri nedeniyle imara açılması,
Plansız ve çarpık kentleşme,
Akademisyen Ayşe Çavdar: ‘Kentsel dönüşüm değil bu, kentsel yıkım’
Yanlış tarım politikaları ve yasal düzenlemeler,
Toprakların miras yasası nedeniyle küçülmesiyle tarımın rantabl olmayışı ve bu nedenle tarım topraklarının farklı sektörlere kayması,
Turizm nedeniyle yapılan gereksiz büyüklükteki konaklama alanları. Toplum olarak aşırı lüks tüketim alışkanlığı.
Korumak hepimizin boynunun borcu
Dünyada sorunların temelini gıda ve suya ulaşımın oluşturacağına dikkat çeken Çandır şunları söyledi: “Tarım topraklarımızı korumak hepimizin boynunun borcu. Topraklarımız olmadan beslenme politikalarını oluşturamayacağımız gibi, toplumumuzun besin ihtiyacının karşılanmasını da tehlikeye atmış oluyoruz. Bu durum günümüzde kendini sadece fiyatlar düzeyinde belli ediyorken, durumun böyle devam etmesi halinde gelecek kuşakları büyük tehlikeyle baş başa bırakmış olacağız.”
Çandır bir an önce önlem almanın gerekliliğini de şöyle anlattı: “Ayrıca tarımın stratejik önemi, çevremizde yaşanan olaylar nedeniyle her geçen gün daha fazla insan tarafından görülmekte ve anlaşılmakta. Günümüzde bazı ülkeler tarım ve gıda ürünlerini cephane olarak görmekte ve hatta kullanmakta. İleride açlık, kıtlık gibi terimlerle karşılaşmak ve kötü durumlara düşmek istemiyorsak şimdiden önlemlerimizi almalıyız.”
İmar, sanayi ve turizm baskısı
Antalya Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Vahap Tuncer de Türkiye’nin tarım alanlarının imar, sanayi ve turizm baskısı altında bulunduğuna dikkat çekti.
Tuncer’in verdiği bilgilere göre Türkiye’nin meyve, sebze, zeytin, narenciye, endüstri bitkileri, üzüm, incir gibi katma değeri yüksek, kıymetli ve gerçekten ihraç edilen ürünleri Marmara, Trakya, Akdeniz, Ege ve bir miktar Güneydoğu’da yetişiyor. Bunların toplam alanı da Türkiye’deki tarım arazilerinin yüzde 11’i. Türkiye tarımsal katma değerinin yüzde 70’i bu alanlarda yetişiyor.
‘Koruma’ kılıfıyla zeytinlikler de altın, kömür ve nükleere feda!
Ancak Tuncer’e göre bu alanlar çok ciddi imar, sanayi ve turizm baskısı altında: “Türkiye tarımda geleceğini kurtarmak ve bu anlamda söz sahibi olmak istiyorsa bu bölgelere yapılacak sanayi ve enerji yatırımlarını başka bölgelere, turizm tesislerini deniz-kum- güneş ötesinde çeşitlendirerek başka alanlara kaydırmak zorunda. Bu bölgelerdeki nüfusu hızla artan kentlerde yerleşim alanlarını birinci sınıf tarım arazileri ve meyve bahçeleri üzerinde değil, marjinal tarım arazileri üzerinde değerlendirmeli.”
Tuncer son ‘kurban‘ı da şöyle anlattı: “Batı Çevre Yolu’nun açılması Konyaaltı’nda birinci sınıf 1600 dekar meyve bahçesinin elden çıkmasına yol açtı. Burada yapılan planlama, komşu mahallelerde de planlama baskısı ve talebini artırdı. Daha plan hayata geçirilmeden Bahtılı, Çakırlar, Doyran ve Karatepe bölgesindeki çiftçilerden de imar talebi gelmeye başladı. Halkta yaratılan ‘Şehirli olacağız, şapkayı atıp kravat takacağız’ algısının onların kurtuluşu olmadığı anlatılmalı.”