CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bu ülkeye huzuru, bu ülkeye bereketi, bu ülkeye sevgiyi getireceğiz” dedi.

Kılıçdaroğlu, İstanbul’da; CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın düzenlediği ‘Helalleşme Buluşması’na katıldı. Kılıçdaroğlu, buradaki konuşmasından önce, kürsüye gelen yurttaşları dinledi.
Buluşma katılan Fatma Yavuz adlı yurttaş, şunları dedi: “Sayın Kılıçdaroğlu, biz de çok hata yaptık. Bu hatalar, sıradan hatalar değildi. Sizlerin de hayatları mahvoldu, lütfen siz de hakkınızı helal edin. Burada biz ne size dönüşmeye geldik ne de sizi kendimize dönüştürmeye geldik. Kendi kimliklerimizi koruyarak bir kazanda hemhal olmaya geldik.”
‘CHP’yi tanımıyormuşuz aslında‘
ANKA’nın aktardığına göre daha sonra kürsüye gelen vatandaşlar, şunları söyledi:
Ayşe Şafak: Kemal Bey’in bu davetini çok samimi buluyorum. Hepimizin bu düşünce etrafında birleşmesi gerektiğini düşünüyorum. Ben, aynı zamanda gazetecilik de okudum, 50 yaşından sonra. Hepimizin birbirimizi anlamaya, birbirimizin dertleri ile dertlenmeye ihtiyacımız var. Bin yıldır beraber yaşıyoruz. Alevilik, Kürtlük, Lazlık diye bir olgu olmamalı. CHP’yi tanımıyormuşuz aslında. Birbirimizin düşüncelerine açık olmamız gerektiği o kadar aşikar ki… Bu, sadece karşı mahallenin birbirine sarılması olmamalı. Helalleşme kavramı, sadece CHP’den bize gelmemeli. Diğer siyasi partiler de bunu yapabilmeli.”
‘Ben bir kadınım ve yaşamak istiyorum‘
Meryem Altunkaynak: Üsküdar Müftülüğü’nde Kuran hocasıyım. Konum siyaset değil, insan. Bir hayat felsefesi olarak hayatımı örtülü bir kadın olarak yaşadığım için mağduriyetler geçirdim. Bu, benim hayat tercihimdi. Neden bu aşağılamalar? Gördüm ki bu, kişinin küçük düşüncesi, görüntüye göre değer vermesi… Öğrendim ki insan, dış görünüşü ile Müslüman değil, yüreği ile Müslümandır. Dolayısıyla karşımdaki kim olursa olsun, inancına bakmadan, dış görüntüsüne bakmadan elinden tutup kaldırmayı hedefledim. Ben, altı çocuk annesi olarak, kadın olarak bir sürü şeyin üstesinden geldiğimi düşünerek; bir kadın olarak dertlerim var. 40’a varan kadının öldürüldüğü, taciz edildiği bir ülkede yaşamak istemiyorum.
Ben, kadınların hayatlarını rahat bir şekilde sürdürebildikleri, eşinden ayrılabildikleri, ‘ayrılmak istiyorum ve ayrılacağım’… Ben bir kadınım ve ben yaşamak istiyorum. Dolayısıyla siyasi büyüklerimin bu tarz cüretkâr, hadsiz çıkışı olan, -sizleri tenzih ediyorum- kendine erkek diyen bu cinslerin cezai müeyyidelerinin çok yüksek olmasını, ‘Üç ay yatarım çıkarım, ne olacak’ diyebilecek bir mantığa sahip olmaması gerektiğini bildirmesi gerekir diye düşünüyorum. Kadınların hür dolaştığı, çocuklarımızın erkeklerin iradesi olduğu kadar yaşayabildiği bir ülkede değil, her alanda rahat bir şekilde, olması gerektiği kadar özgür bir şekilde hayatını devam ettirmesi gerektiğini düşünüyorum.”
‘Atacağınız her adımda arkanızda ve yanınızda olacağım‘
Şeref Yılmaz: Toplumun 20 yıldan bu yana karpuz gibi ortadan ayrıldığı, küçük küçük dilimlere bölündüğü, o dilimlerin kolayca yutulmaya çalışıldığı, hak ve hukuk, adaletin askıya alınmaya çalışıldığı, Cumhuriyet mirasının hoyratça savrulduğu zamanda, ‘Adalet Yürüyüşü’ deyip Ankara’dan halka doğru bir adım attınız. Siz, zora talip oldunuz. İyi de ettiniz. 15 Temmuz’un her türlü hukuksuzluğa perde yapılmak istendiği bir dönemde, Meclis’in askıya alınmak istendiği bir dönemde, muhalif seslerin susturulmak istendiği bir dönemde, ana muhalefetin varlığına tahammül edilemediği bir dönemde, iyi insanların iyi düşüncelerle Meclis’te sesini duyurmak istediği bir dönemde siz, milletvekili transferi yaparak büyük bir risk aldınız.
Ama aynı zamanda Türk demokrasisine büyük bir katkıda bulundunuz. İktidarın planlarını altüst etmeyi başardınız. Milletin umut ışığı oldunuz. Bugün, ‘helalleşme’ başlığı altında halka doğru tekrar bir adım daha attınız. Biz de size doğru iki adım atacağız. Helalleşme, elbette ki karşılıklı olur. Ancak siz, bu halka yaşatılan mağduriyetlerin aslında hiçbir yerinde yoksunuz. Bunları bu millete reva görenler, bugün bir yerlerde sorumsuzca çaylarını içiyor, kahvelerini yudumluyor olabilirler.
Siz, onların o yüzsüzlüklerine karşılık bu mağduriyeti vicdanınızda duymuş olmalısınız ki onlara ders verircesine helalleşmek için yola çıktınız. Şahsım adına, sizin bu ülkenin normalleşmesi için attığınız ve atacağınız her adımda arkanızda ve yanınızda olacağım.”
‘Gönlümü sizlere açtığımı bilmenizi isterim‘
Kılıçdaroğlu, yurttaşları dinledikten sonra şunları dedi: “Gönlümü sizlere açtığımı bilmenizi isterim, yüreğimi sizlere açtığımı bilmenizi isterim. Helallik, evet hakkım size helal olsun. Bu konuda en ufak bir endişeniz olmasın. Kin ve kibir benim kitabımda yoktur. Beni beğenmeyene de ben saygı duymak zorundayım.
Benim söylediğime inanmayana da ben saygı duymak zorundayım. Ama bilmenizi isterim bizim helalleşmeye ihtiyacımız var. Biz bunu inşallah yapacağız, birlikte yapacağız. Karşı çıkanlara rağmen yapacağız. Bu ülkeye huzuru, bu ülkeye bereketi, bu ülkeye sevgiyi getireceğiz. Dediğim gibi benim hakkım sizlere helal olsun.”