CANAN COŞKUN
canancoskun2@gmail.com
@canancoskun
Sivil toplum ve insan hakları aktivisti işadamı Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına hükmedildi.
Beşiktaş futbol takımı taraftar grubu çArşı davasıyla birleştirilen Gezi Parkı eylemleri davası bugün görüldü.
İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya bir önceki duruşmadan sonra savunma yapmayacağını açıklayan Kavala katılmadı.
Duruşma savcısı, Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti. Mahkeme de oy çokluğuyla Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma 17 Ocak 2022’de.
Ersan Şen’e uyarı
Duruşmanın başında çArşı grubundan 35 sanığın avukatları davaların birleştirilmesi ve dosyada bulunan delillerin hukukiliğini sorguladı.
Ömer Kavili birleştirme kararının tekrar gözden geçirilmesini ve sanıklar hakkında derhal beraat kararı verilmesini talep etti. Ersan Şen, ‘savunma hakkının sınır ve kapsamını aşacak şekilde beyanda bulunduğu gerekçesiyle’ mahkeme başkanı tarafından uyarıldı. Yıldız İmrek, Barış Akademisyenleri davalarının ayrı ayrı görülmesine karşın esasen torba dava olduğunu belirterek “Gezi davası ve Kavala davası da öyle. Siyasi irade böyle istediği için şimdi iki torba bir araya getirildi ve bir çuval dava haline geldi” dedi.
Emniyet müdürü plaket verdi
çArşı üyelerinden Ayhan Güner, Gezi eylemleri sırasında evde oturduğunu söyleyerek şunları anlattı: “Etiler Emniyet müdürü beni aradı. ‘Bize yardımcı olun’ dedi. Polisin belirlediği güzergahta taraftarı olaysız bir şekilde yürüttük. Gezi boyunca emniyetle beraber yolları açtık polislerle insanları karşı karşıya getirmedik. Boynumuza sarılıp teşekkür ettiler şimdi de buradayız.”
Güner’in avukatı da emniyet müdürünün müvekkiline plaket verdiğini belirterek “Böyle örgüt mü olur? Terör örgütüne plaket veren emniyet müdürleri de yargılansın o zaman” dedi.
Aytöre: Siyasi parti gruplarında yargılanıyoruz
çArşı grubunun beyanları tamamlanınca söz hakkı Osman Kavala’nın avukatlarına geçti. Avukat Tolga Deniz Aytöre’nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
- Müvekkilimizin duruşmalara katılmama hakkını destekliyoruz. Çünkü masumiyet karinesi açıkça ihlal edildi. Biz siyasi parti gruplarında yargılanıyoruz, bunlara ses çıkarmayan yargılama makamlarınca yargılanıyoruz.
- Bu ülkenin kozmik odasına girildi. Odaya girenlere beraat kararı verildi. Osman Kavala’ya gelince sivil toplum kuruluşu faaliyetleri suçlama oldu, casusluk suçlaması kapsamına sokuldu.
- MASAK raporu Gezi davasına yönelik hazırlanmış bir rapor. Bu raporda casusluk suçlamasıyla ilgili bir tespit mi var bizim göremediğimiz?
- İddianame Henri Barkey ile Kavala arasında yoğun iletişim kaydı olduğunu iddia ederek yalan söylüyor. Böyle bir şey olmadığına ilişkin rapor var.
- Bu delillerle tutukluluğun devamı kararı vermek olası değil. Yaklaşık dört yıldır bu gerekçelerle tutukluyuz. Gezi’de Soros’un koluyuz, diğer davada Barkey’in sağ koluyuz, başka bir davada başka bir kol…
- Osman Kavala geçen duruşmaya geldi. Tutukluluğun devamı gerekçelerini neden sormadınız kendisine? Bir yargılama bu kadar lakayt yapılamaz.
Bayraktar: Siyasi baskı altındayız
Kavala’nın diğer avukatı Köksal Bayraktar’ın konuşmasından öne çıkan kısımlar ise şöyle:
- İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi, istinaf mahkemesi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve mahkemeniz sanki AİHM kararı yokmuş gibi kendi kanunlarımız arasında dönüp duruyor.
- İhlal kararı karşısında avukatlar olarak söylediğimiz sözlere kayıtsız kalmanız Anayasaya aykırılıktan başka nedir?
- Müvekkilim dört yıldan beri dört duvar arasındadır, göz yüzünü görememektedir. Müvekkilim ve biz siyasi baskı altındayız. Hiçbir siyasinin ‘şunun ya da bunun artığı’ demeye hakkı yoktur. Benim sizinle ilgili kötü duygular duymaya hakkım yoksa, başkalarının da üçüncü kişilere karşı bu beyanlarda bulunmaya hakkı yoktur. İhlal kararı sadece bizimle ilgili değil, yargının tarafsız ve bağımsızlığıyla da ilgilidir.
- Yargı tarafsız ve bağımsızsa siyasetin karışmaması gerekir. Siz tarihsel bir görev üstleniyorsunuz. Yargı tarafsız ve bağımsız mı buna bugün siz karar vereceksiniz. Bu işkence Türk yargısı tarafından sonlandırılmalıdır.
Bir hakim tahliye istedi
Beyanların tamamlanmasından sonra duruşma savcısı Edip Şahiner, Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verilmesini talep etti. Mahkeme de oy çokluğuyla bu yönde karar vererek Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verdi.
Hakim Kürşad Bektaş Kavala’nın tahliye edilmesi gerektiğini belirterek karara şerh koydu.
Bir sonraki duruşma 17 Ocak 2022’de yapılacak.
Çok sayıda avukatın katıldığı duruşmayı HDP Milletvekili Oya Ersoy, CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Turan Aydoğan, TİP Genel Başkanı Erkan Baş ve TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık ve birçok yabancı diplomat takip etti.
Ne olmuştu?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Gezi eylemlerinden itibaren ‘Türkiye’nin Soros’u’ diye hedef gösterdiği Kavala, 17 Ekim 2017’de gözaltına alınmış, 1 Kasım’da tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderilmişti.
Bugün itibariyle 1488 gündür tutuklu bulunan Kavala, ‘casusluk’, çArşı ve Gezi davalarının birleştirilmesiyle oluşturulan ‘torba dava’da en son 8 Ekim’de hakim karşısına çıkmış ve tutukluluk halinin devamına karar verilmişti.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 10 Aralık 2019 tarihinde Kavala’nın tutukluluğun hak ihlali olduğuna hükmetmiş, ‘derhal serbest bırakılması’nı istemişti.
AİHM kararlarının uygulanmasını denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Kavala’nın 30 Kasım’a kadar serbest bırakılması için süre vermişti. Aksi halde Avrupa Konseyi üyesi Türkiye hakkında taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) uymadığı gerekçesiyle ihlal prosedürü başlatacağına dikkat çekilmişti.
Bu, Kavala dosyası için Türkiye açısından son uyarı anlamına geliyor.