CANAN COŞKUN
canancoskun@diken.com.tr
@canancoskun
Çizer Zehra Ömeroğlu hakkında mizah dergisi LeMan’daki ‘Pandemide seks’ başlıklı karikatürü sebebiyle dava açıldı. ‘Müstehcenlik’ suçlamasıyla Ömeroğlu’nun üç yıla kadar hapsi ve 5 bin güne kadar adli para cezası isteniyor. Mahkeme, karikatürün müstehcen olup olmadığıyla ilgili Muzır Neşriyat Kurulu’ndan rapor istedi.
İstanbul başsavcılığının hazırladığı iddianamede 25 Kasım 2020’de LeMan dergisinde yayımlanan karikatürü sebebiyle ‘müstehcenlik’ suçlaması yöneltilen Ömeroğlu’nun üç yıla kadar hapsi ve 5 bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılması talep edilmişti.
Yargılama sürecinde duruşma savcısı da esas hakkındaki mütalaasında Ömeroğlu’nun cezalandırılmasını istemişti.

‘Pornografik unsur yok’
İstanbul 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen duruşmada Ömeroğlu’nun avukatlarından Deniz Özen, söz konusu karikatürün Covid-19 pandemisinin ilk zamanlarında çizildiğini hatırlatarak, hastalığın yaygın belirtilerine atıfla kapanma zamanlarında insanları güldürmeyi amaçladığını söyledi.
Özen, Ömeroğlu’nun ‘insani bir durumu koronavirüs belirtilerini konu alarak mizahi bir dille anlattığını‘ söyleyerek karikatürde pornografik ve erotik bir unsur olmadığını ekledi. Özen “Kaldı ki Anayasa Mahkemesi kararlarına göre erotik unsurun bulunması da suç değil” dedi.
Mahkeme, beyanlardan sonra ara kararını açıkladı. Muzır Neşriyat Kurulu’ndan karikatürle ilgili rapor hazırlamasını isteyen mahkeme, bir sonraki duruşmanın da 9 Şubat 2023’te yapılmasına karar verdi.

‘Gerçek olamayacak kadar absürt’
Hakkında dava açılan çizer Zehra Ömeroğlu, Diken’e şunları söyledi:
“Pandeminin başlarında, hepimizin çok kötü hissettiği ve evlere kapanmak zorunda olduğu zamanlarda insanları güldürmek için çizdiğim bir karikatürün buralara gelmesi gerçekten şaşkınlık verici. Ben bir mizahçıyım ve bu işi yapmamın amacı gündelik hayatta çok ciddi gördüğümüz konulara başka bir açıdan bakıp hep beraber biraz hafiflemek, gülmek. Fakat böyle sıradan bir karikatür bile böyle ağır bir yargılamaya maruz kalabiliyor. Karikatürü gören okurlar böyle bir karikatüre ceza istendiğine inanamıyor. İfade vermeye gittiğimde jandarma, sonrasında avukatlar ve hatta yargılama aşamasında karikatürü gören diğer herkes çok güldü ve şaşırdı.
Fakat dava yine de açıldı. İki senedir devam eden bu sürece baktığımda bir filmin içindeymişim gibi hissediyorum. Gerçek olamayacak kadar absürt buluyorum doğrusu. Gönül isterdi ki çizeceğim karikatürlerle, üreteceğim yeni işlerle ve yeni çıkan kitabımla rahatça ilgileneyim, fakat ne yazık ki mahkeme süreci ile ilgilenmek zorunda kalıyorum. İlerleyen dönemde neler olacağını hep beraber göreceğiz. Bu süreç ve içinde bulunduğumuz politik iklim sadece benim için veya dergi için değil, ifade özgürlüğü ve sanatsal üretim için de yıpratıcı.“