Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu AKP’nin seçmenleri arasında ciddi bir kayma olduğunu savunarak “AK Parti’nin oy oranı yüzde 20’lere düştü. Yıllarca sorgusuz sualsiz desteklemişler ama bir türlü bekledikleri sonucu görmemiş, alamamışlar” dedi.
TV5’te yayınlanan Ahu Özyurt moderatörlüğündeki ‘Düşünme Vakti’ programına konuk olan Karamollaoğlu, gazeteciler Şirin Payzın, İsmail Saymaz, Oral Çalışlar ve Ercan Özcan’ın gündeme dair sorularını yanıtladı.
Karamollaoğlu’nun konuşmasından bazı satırbaşları ise şöyle:
- AK Parti’nin oy oranı yüzde 20’lere düştü,
- AK Parti’den Saadet’e ciddi bir oy kayması var,
- Olası bir şok endişesiyle başta sayın Erdoğan olmak üzere iktidar bütün gücüyle bize karşı bir kampanya başlattı,
- Ne ‘cumhur’ ne de ‘millet ittifakı’nın içinde değiliz.
- Tayyip Erdoğan, hangi il ilçe belde de kimlerin oyuna talipse biz de aynı oylara talibiz,
- Erdoğan’ın terörist diye suçladığı Saaddet’in Adıyaman adayı eski Ak Parti milletvekili,
- Tayyip Bey geçmişte kendisine çok ağır ifadeler kullananları kullanmaktan zevk alıyor.
AKP’nin ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 15-16 yıldır Saadet Partisi’ni ağızlarına almadığını ama altı-yedi aydır bu orucu bozduklarını söyleyen Karamollaoğlu AKP seçmeni içindeki değişime ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı: “Türkiye siyasetinde çok ciddi bir dalgalanma ve değişiklik arzusu var. Bu değişiklik arzusu nedeniyle bize karşı bir teveccüh doğdu. Bunlar arasında sosyal demokratlar da var milliyetçiler de. Özellikle güneydoğudaki Kürtlerin arasında da var, İstanbul’un başka yelerinde de. Ama en ciddi kayma AK Parti’nin içinde. Yani hükümeti bugüne kadar sorgusuz sualsiz desteklemişler ama bir türlü bekledikleri sonucu görmemiş, alamamışlar.
Yani adalet duygusu tahrip olmuş, kendi çocukları, yakınları, babaları, anaları zarar görmüş. Öbür tarafta ekonomi almış başını gidiyor, işsiz sayısı şu anda 6-7 milyon. Geçim sıkıntısı almış başını gidiyor. Üretim hem tarımda hem sanayide düşüyor. Vatandaşlar şimdi sıkıntıyı doğrudan doğruya hissettikleri için tepki gösteriyor. Bu sefer bizim söylemlerimize de aşinalar. Düne kadar dinlemiyorlardı belki ama şimdi dinlemeye başladılar. Bu sefer de bize karşı ilgileri ve destekleri artmaya başladı. ‘Eğer böyle giderse bizim altımızda oyarlar’ diye telaşa kapıldılar.
‘AK Parti seçmeni verdiği oyu sorguluyor’
Yani geçen seçimlere giderken bazı anketlerde AK Parti’nin kemikleşmiş oyu başlangıçta yüzde 24 görünüyordu, yüzde 8 oy daha elde ederek yüzde 32’ye ulaştı. Ancak seçmen verdiği oyu sorguluyor. AK Partili oyunu başka bir yere vermiyor. Toplam oyu yüzde 32’de, geriye kalanlar dağıtılmış durumda. O zamanlar seçime doğru bu rakam ‘Yüzde 24’ten yüzde 22,5’e buçuğa düştü‘ demişlerdi. Benim öyle bir kanaatin var ki bu şimdi yüzde 20’nin altına indi.
‘AK Parti bir şokla karşılaşmaktan endişeli’
Bu seçimlerde AK Parti bir şokla karşılaşacağı endişesini taşıyor, bunun nedeni olarak da bizi görüyor. Bundan dolayı da kılıçları kınından çıkardılar. Başta Sayın Erdoğan olmak üzere bütün güçleriyle bize karşı bir kampanya başlattılar. Ben buna üzülüyorum.”
Karamollaoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Saadet Partisi’nin PKK ile anlaşma yaptığına dair sözlerine de sert yanıt verdi ve şunları söyledi: “Sayın Soylu’nun dediğine el insaf… “İmzaladılar” diye de bir tabir kullanıyor… Kendisine söyleseniz” Canım söz gelimi” diyecek herhalde. “İmzaladı” demek bir belge demektir. Var mı böyle bir belge? Yani insanlar bu kadar kendi seviyelerini düşürmezler.
‘Harun gibi gelip karun gibi gitmeyeceğiz’ demişlerdi
Sayın Soylu ile geçmişte biz beraber olmadık ama Sayın Erdoğan ile 30 sene siyaset yaptık. Onun çevresindeki insanların hepsi ile beraber uzun zaman siyaset yaptım. Hatta bazıları bizimle beraberdi, arkasından bizden koptu gitti orada ‘Harun gibi gelip karun gibi gitmeyeceğiz’ derken başka bir havaya girdiler.
Ama beni üzen nokta şu: Kalleşçe alttan vurulmaz, yalan söylenmez, iftira ve hakaret edilmez. Hani siyasetin de bir üslubu olması icap eder. Benim fikirlerimi beğenmeyebilirsiniz. Bana karşı çıkarsınız ‘Saçmalıyorsun şurada, ekonomi böyle düzelmez’ diyebilirsiniz. Ama siz burada tutup benim söylemediğimi bana mal etmeye kalkarsanız, benim tavrımdan dolayı bana hakaret ederseniz, bir de iftira atarsanız.. İftira yalanın da hakaretin de ötesinde bir şey. Bir yama yapıştırıyorsunuz ancak yok ortada öyle bir şey. Yoksa beni üzen o arkadaşlarımızın düştüğü seviye… Bir koltuk uğruna bu yapılmaz…
.