MEVHEŞ EVİN
Yoğun kar yağışı İstanbul’da ulaşımı felç etti, sokakta yaşayan türlü canlı için felaket oldu. Ama pek çok İstanbullu için bu bembeyaz örtü, endişeli ve depresif ruh halinin güven verici battaniyesi görevini görüyor.
Geceler, karın teselli veren beyazlığıyla aydınlandı ve en çirkin inşaatları bile örttü. Araç trafiği neredeyse sıfırlanırken sokaktan gelen tek ses, kartopu oynayan çocukların sevinç dolu çığlıkları… Meğer hasret kalmışız güven duygusuna, gamsızlığa.
Uzun zamandır şiddetin, gerginliğin pençesinde kıvranan sıradan insanlar için kısa bir rahatlamanın, ancak hava muhalefetiyle gelebilmesi ne acı. Reina saldırganı hala yakalanamamış; toplu taşıma ve AVM’lere bomba ihbarları paranoyası derinleşmişken kar sayesinde mola verebildik, çoluk çocuğu evde, güvende tutabildik. Güvenliği kolluk güçlerinden beklemekten çoktan vazgeçmişlerin ülkesinde, kar imdada yetişti.
Üniversite kalitesinden çöküş garantilendi
Ancak OHAL’in üçüncü dönemi, kar mar dinlemedi. Cuma akşamı ilan edilen yeni KHK’lerle (kanun hükmünde kararname) yeni kapatmalar, ihraçlar ve tuhaf düzenlemeler peş peşe geldi.
Kapatılan 83 yeni dernek arasında Anadolu Onkoloji Derneği de var, Cudi Ekoloji gibi, çevre için yerelde çok kıymetli mücadeleler verenler de. Elektromanyetik Kirliliği Önleme ve Araştırma Derneği, Halk Evi ve spor dernekleri, sanat ve kültür dernekleri…
Şimdi en büyük tehditler bunlar mı? İnsan artık gülemiyor bile!
Tabii üniversitelere de el atıldı, 600 akademisyen daha ihraç edildi, ‘barış için akademisyenler’ tek tek ayıklandı. Vicdan sahibi, bilim ve demokrasiye gönül vermiş nice kıymetli isim, bir fiskeyle sokağa atıldı.
Haklarında hiçbir yargı kararı olmayan, hatta yürütülen soruşturmalara kanıt bulunamamış 600 akademisyenin daha ihraç edilmesi, ‘muhalif’ Hürriyet gazetesinde haber veya yorum olarak dahi yer almadı!
Asıl darbeyi, bu ülkenin geleceği aldı. Zaten hiç parlak durumda olmayan üniversiteler, peş peşe çıkarılan KHK’larla liyakat sahibi olmayan veya kolayca boyun eğenlere daha fazla alan açarak, kalitede çöküşü garantiledi.
Vatandaşlık temel bir haktır
Şimdi bu tablo kimin kazancı, lütfen söyler misiniz? Binbir zahmetle çocuklarını okutanların değil. Ülkesine katkı sağlamak isteyenlerin de değil. Daha aydınlık bir gelecek inşa etmek isteyenlerin hiç değil.
Dünya’daki tartışmaları, gelişmeleri, bilimselliği takip etmekten giderek uzaklaşan, ortaklık değil düşmanlık üretmek üzerinden bir gelecek kuranların kazancı.
Kendi geleceğini karartmak, nasıl bir kazanç olacaksa?
İlan edilen son KHK’de neler yok, neler.
– Yurt dışı seçmenlerin adres kaydı yaptırmadan referandumda oy kullanabilmesinin yolu açıldı. Tabii ki Anayasa’ya aykırı olarak!
– Polise sanal ortamda işlenen suçlarda (sosyal medya paylaşımı gibi) internet abonelerinin kimliğine ulaşabilmesi, araştırma yapması yetkisi verildi.
– Uzman çavuşluk için eskiden lise mezunu olmak aranırdı, artık ilkokul mezunu olmak yeterli.
– En ‘muhteşem’ değişikliklerden biri, hakim ve savcıların sınavda 70 puan alma şartının kaldırılması! Hakimlik sınavının 24 Aralık’ta yapıldığını hatırlatan CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, barajı aşmadığı halde kimler için bu şartın uygulanacağını takip edeceğini açıkladı.
– Yeni KHK ile, ‘hakkında soruşturma yürütülen’, yurtdışında bulunduğu için kendisine ulaşılamayan vatandaşları, üç ayda yurda dönmemesi halinde ‘vatandaşlıktan atılacağı’ ilan edildi. Vatandaşlık temel bir hak; kişi istemediği sürece kimse elinden bu hakkı almaya kalkmamalı.
Ah, keşke kar örtebilse bu karanlığı…
Önemli not: Arkadaşımız Tunca Öğreten dahil altı gazeteci 25 Aralık’tan beri gözaltında tutuluyor. Gözaltı süresinin beş günden 30 güne çıkarılması, açıkça işkencedir. Meslektaşlarımız neyle suçlanıyorlarsa bir an evvel ilgili savcılığın görevini yerine getirmesini, ifadelerinin alınmasını ve neden bu muamelenin reva görüldüklerini kamuoyuna açıklanmasını bekliyoruz.