Cumhuriyet tarihinde hiçbir hükümetin yüz yüze kalmadığı nispette ağır ve vahim olgularla destekli yolsuzluk ve hırsızlık suçlamaları karşısında çalıştırılmaları gereken müesseseler, istifa ve yargıdır ama iktidar bu mecralardan kaçmak için elinden geleni yapıyor.
İktidarın gözüne “kaçış yolu” gibi görünenlerden biri, işte yazdık, seçim sandığında sözde aklanmaya çalışmaktır.
Diğer sözde kaçış yolu ise daha koyu bir baskı rejimi kurmaktır ki şimdi yapılmak istenen bu… Sonda değil, başta söyleyelim: İnternet yasakları, yargıya el koymalar ve MİT hegemonyası gibi yollarla da kopkoyu bir baskı rejimi kurmaya tevessül eden Erdoğan’ın hiçbir başarı şansı yoktur. Bu yolun sonunda Erdoğan’ın partisi, Dimyat’a pirince giderken eldeki bulgurdan da olabilir. Yani AKP seçmen tabanını büyük ölçüde kaybedebilir ve bu partinin geleceğe intikali için yegane formül olan “Erdoğan’sız AKP” de işe yaramaz hale gelebilir.