Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Gezi eylemleri sırasında ortaya attığı ‘başörtülü kadına darp’ iddiasına dair açıklamalarıyla tepki çeken İsmet Berkan ve Balçiçek İlter, görüntülerin ortaya çıkması sonrası bugünkü köşelerinde eleştirilere yanıt verdi. İsmet Berkan, ‘Kısa bir açıklama’ başlıklı yazısında “Herhangi bir tarafında yer almadığım bir siyasi propaganda savaşının istemeden ortasında kalmamalıydım” itirafında bulundu. Balçiçek İlter ise temkinli bir dille, “Eğer o görüntüler bundan ibaretse…. Büyük bir yanlışa düşmüşüm demektir… ” ifadesini kullandı. İlter, göstericiler tarafından darp edildiği iddia edilen Zehra Develioğlu’nu da yaşadıklarını canlı yayında anlatmaya çağırdı.
‘O kadar emin konuşmamalıydım’
İsmet Berkan Hürriyet gazetesindeki yazısına, “Hepi topu iki tane tweet attım. Bu konuda ne yazı yazdım ne başka bir şey” sözleriyle başlayıp şöyle devam etti: “Konuyu genişleterek benden daha büyük kusur içinde olduğunu düşündüğüm kişileri suçlamaya, bana yönelik sosyal medyada bitmeyen linç kampanyasıyla kendimi sanki bu işin mağduru gibi göstermeye veya devasa komplo teorileriyle ortalığı bulandırmaya hiç kalkışmadan kusurumu itiraf ediyorum: Bundan yedi ay önce kendimden o kadar da emin konuşmamalıydım, daha da önemlisi herhangi bir tarafında yer almadığım bir siyasi propaganda savaşının istemeden ortasında kalmamalıydım.”
‘Eğer öyleyse özür dilerim’
İddiaların ilk ortaya atıldığı dönemde Develioğlu’yla röportaj yapmış olan İlter ise, görüntülerin yayınlanması sonrası Develioğlu’na ulaşamadığını yazdı. İlter Türkiye gazetesindeki yazısında, “Eğer bu görüntüler doğruysa ve gerçekten hiçbir darp, taciz olmadıysa… Ben kendi adıma, bir genç kadının hezeyanlarını sizlerle paylaştığım için özür dilerim. ‘’Yanıltıldım… Evet yanıldım’’ diye düşünüyorum o görüntüleri izleyince… Ama Zehra Develioğlu anlattıklarının arkasında… ‘’Yaşadım’’ diyor. “Adli Tıp’tan raporum, suç duyurum var’’ diyor.” ifadesini kullandı.
‘Gezi’de ölenlere de, Başbakan’a da borçlu’
İlter, Develioğlu’na şöyle seslendi: “Kanımca 1 Haziran’da olduğu öne sürülen bu olayın detaylarını Zehra Develioğlu çıkıp kameralar karşısında canlı yayında anlatmalıdır. Bütün sorular yöneltilmelidir, o da cevap vermelidir. Bunu bana, ona, ötekine değil, bu ülkeye borçludur. Gezi sürecinde tarafları en tahrik eden olaylardan birinin kahramanı olarak, bunu Gezi’de hayatını kaybeden o çocuklara da borçludur. Ve en çok da onu savunan Başbakan’a…”